Yabancı olanın hâlinden anlamak tehlikelidir çünkü yabancıya dönüşme ihtimalini içinde taşır. Kişinin ırkı vasıtasıyla elde ettiği statüyü kaybetmesi demek kabul görmüş ve değer atfedilmiş farklılığını kaybetmesi demektir.
bağlamında anlam kazanıyor yani kitabın içinde... Mezun olmayan bir hekimin mezunmuş gibi davranması ya da rahibe ve hemşire olmayan birinin aksini davranmış olması gibi... Ama aslında bütün kapılar gizeme açılıyor. Yalnız olması gerekenler anlatılsaydı pek albesini olmazdı :) Olandan olmayanı tahmin etmek okura bırakılmış... Olması gerekene yönelmek okurun inisiyatifinde :)
Geçenlerde okuduğum bir kitapta bilincin öz bilince ulaşması noktasında kişinin doğal durumunu olumsuzlaması yoluyla, özdeş olduğu doğal durumdan kurtulma ve özbilince ulaşması yolunda bir uğrak olarak anlatılıyor bu anı . Ne isen o olma , olduğundan başka türlü olmaya çalış. Sizin alıntınızın da böyle bir bağlam içinde böyle bir anı gerçekleştirdiğini düşünerek anlamaya çalıştım.
Böyle bir çalışmaya inceleme yazmak için , öncelikte kitap içerisinde zikredilen sayısız ayrıntıya, kişiliğe, dönemsel koşullara, mezhepsel ekollere, siyasi tavırlara kısmen de olsa vakıf olmak gerekir. Bu eksikliğe rağmen, yazarın bu çalışmayı vücuda getirmek için giriştiği olağanüstü çabayı okumuş olmanın, gereksinimi içinde temsil niteliğinde
medeniyetin, insan haklarının, ahlakî değerlerin varlığımızı değerli ve anlamlı kılacak şeylerin yani tüm boyutlarıyla insanlığın sonunu yaşıyoruz..
Gazze'de yaşanan vahşetten sonra daha iyisi olmak bir yana hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağını görmemiz gerekiyor.
Devasa bir vahşet sistemleşiyor..
Sistem,
kudretini günden güne artırarak yüceltiyor.
Kan akıtmaktan,
bebek katletmekten zevk-u sefa alınan sınırsız, hudutsuz bir soykırım maratonuna dönüşüyor..
Karanlık ve kötülük dolu bir sonun başlangıcına şahid oluyoruz.
Sorumluyuz,
Ve bu vebalin altındayız
Hem de
hiç olmadığı kadar..