Çok sevdiğin kişilerin sana yaptığı hatalardan gözlerini kaçırmak veya kulak tıkamak o hataları kabullenmektir. İstemesen de sünger gibi içine çekip karın ağrısına dönüştürmektir. En önemlisi de o hataların daha çok büyüğüne izin vermektir.
Bir göz yumdun iki göz yumdun… kulaklarını tıkadın ama kalbin duydu, kaydetti o haksızlıkları. Zihnin, duyguların, erdemin duydu ve sen engel olamadın buna.
İçine hapsolan azap, sancı olarak organlarında hasar yarattı. Kişiliğini zedeleyip seni, kendi gözünden değersizleştirdi.
Kendine reva gördüğün o suistimaller zinciri bir yana, narsist karekterli kişilerin arttırarak tekrarladıkları rencidelere prim vermiş oldun.
Canın kadar sevdiklerindi… sebep aramadan bağlandıklarındı… kusur konduramadıklarındı.
Hiç kendine sordun mu sen onların nazarında neydin?
Sen sen sen! Hep sustun sen.
Sen büyüttün sırtındaki yükü, karınındaki sancıyı, başındaki ağrıyı. Ellerinin-ayaklarının bağlarının çözülmesine hep sen, kendin sebep oldun…
Neden mi?
Çünkü, önce bir çimdik attılar güldün… ardından ısırdılar sustun… başına taş yağdırdılar yüzünü kapattın…
Yetmedi…
Tüm bu suskunluğun o narsist karekterleri memnun etmeye yetmedi…
Ne zaman ki kurşun misali sözler yüreğini dağladı, umutların paramparça edildi ancak o zaman DUR diyebildin…
Biraz geç kalmadın mı?
Şimdi nasıl iyileşecek görünmeyen yaraların?
SİBEL KARAKIZ