ıslak bir gemi
boşaltıyor birden bire yükünü
gidilmedik bir adanın çığlıklı sahiline
karıncalar dolaşıyor bedenimi
kışlık erzaklarını taşıyor gibi
hiç bitmeyecek bir mevsimin
ışık yüzü görmemiş kilerlerine
yavaş yavaş çekiliyor sular
kumlara karışıyor tüm hücrelerim
titreşiyor gökkuşağı tüm renkleriyle
gövdemin en ıssız ülkelerinde
ölümü bir kez daha yeniyor beynim” (Ochii Istanbulului: 54)
“tuzumu emiyor suyumu çekiyor kumumu götürüyor
koynumdaki yara izine gömülüyor
(…)
gözlerin yanıyor ayakların titriyor ellerin
dünyaya tutunma telaşında
kalbindeki ağacın dalını kırıyorsun
(…)
ben sana bakıyorum denize bakar gibi
bir dalga gibi sen kıyılarıma patlıyorsun” (Denizden Geçme Hâli: 22)
Gidersen Yıkılır Bu Kent
Şair: Ahmet Telli
Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar