Yolu olmayan ormanlarda mutluluk vardır
Yalnız yürünen deniz kıyısında sevinç
Topluluklar vardır kimsenin zorla girmediği derin denizlerde
Ve sesinde de müzik
İnsanı daha az seviyorum diyemem
ama doğayı daha fazla
-Lord Byron
Sezai Karakoç'un ağzından ilk ve son kez Monna Rosa'nın hikayesi
19 yaşındaydım. Heyecanlı bir genç. Şiirde yeni bir dönem başlamıştı. Ölçüsü olmayan vezinsiz, kafiyesiz şiirler yazılmaya başlanmıştı. Hece ölçüsü de bitmişti. Serbest şiir yazılıyordu. O dönemin bu serbest şairleri, eski dönemleri kötülüyordu.
Tabi isterdim ki öz edebiyatımız olan divan edebiyatı ile yazılabilsin şiirler. Ama tek başıma ben
Şairlerin şiirlerinin hikâyelerinden bahsetmesi hoşuma gidiyor. Özellikle sevdiğim bir şair veya şiirse daha çok merak ediyorum ardındaki hikâyeyi. Eskiden her şeyin bir anlamı, bir değeri varmış. Sanırım duyguların daha temiz, saf oluşundan kaynaklı. Yazılarına aynen yansıdığından hem samimi hem duyguyu hissettiriyor. Kendimizi bulduğumuz yazılar aslında başka bir gönlün hikayesi. Zihnimde canlandı okuduklarım.
Güzel insanlarmış, güzel de bir paylaşım olmuş teşekkürler.
İnanmak ve bilmek arasında bir çizgi vardır. Kişi bildiği şeye inanmaz çünkü varlığından emindir, zaten görünüyor, biliniyordur. Tam tersi olarak kişi inandığı şeyi bilmez sadece hissetmek, inanmak ister, değişik bir şekilde varlığını bilmese bile emindir. Bilgi inanca dönüşemez ama inanç bilgiye dönüşebilir. Yani belkide artık inanmak değilde bir şeyleri bilmek istiyor da olabilirsin.
Genelde bu siyah noktaya insanın günahı derler ama o siyahlığın insanın özü olduğunu hatırlıyorum. İnanmayan insanlar için inkarının, günahlarının oluşturduğu bir nokta evet ama iman edenler için kişinin idrak ve basiret noktası, kişinin sevdası, özü. Tasavvufta daha da fazla anlama gelen derin bir kelime bence.
"Nokta-i süveydâ denilen siyah noktadır ki, gayb ve şuhûd (görülen ve görülmeyen) âlemine karşı çevrili şekilde yaratılmıştır. Eğer kalb aynası cilâlı olursa onda ilâhi nur ve sırlar belirir. Eğer ona öfke, şehvet ve dünyâ sevgisi aksederse kararır."