Konuştukça bana pek çok şeyi en iyi biçimde anlatmayı başarıyordu.Edmundo dayı kadar iyiydi.
“Daha çok anlat,”dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok elimden gelse,seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız.”