Sevilmemişti ki sevmeyi bilsin; bilmiyordu sevmek nedir.Ona öğretilmemişti.Tüm canavarca, hunharca şeyleri görmüş ve öğrenmişti, o halde o bu yolda bildiği gibi yürüyecekti.
Kaçıp gitmek istediğiniz yerin kaçtığınız yerle aynı olduğunu görmek tam bir aydınlanmaydı.Hapishanenin bir yer değil,bakış açınız olduğunu anlamak.
Gökyüzü kararır
Mavi siyaha döner
Yıldızlar yine de kafa tutar
Parlar senin için
Okur Takip Önerileri
Neye baktığın değil,ne gördüğün önemlidir.
Gidecek yeri yokken
Kış vakti ormana
Kaçar bu kız
Bütün bildiklerinden
Cidden başka hayatlar var mı yoksa yalnızca dekorlar mı değişiyor ?
“Diyeceğim o ki , tek bir şeyi farklı yapmak çoğu zaman her şeyi farklı yapmaktır.”
Üstelik dışarı çıkmanızı sağlayacak birçok yol olduğunuda biliyorsunuz çünkü labirentten çıkmayı başarmış, dışarıda gülüşüp oynayan insanların seslerini duyuyorsunuz.Çalı çitleri arasından gelip geçen şekiller halinde.Öyle mutlu görünüyorlar ki onlara değil,bu işi onlar gibi yapamadığınız için kendinize kızgınsınız.Oldu mu hiç? Yoksa bu labirentte kalan bir tek ben miyim?
“Benim burada be işim var ?” diye düşündüğünüz oldu mu hiç? Bir labirentin içindeymişsiniz ve kaybolduğunuzdan eminmişsiniz de, her bir dönemici kendiniz yarattığınız için bu tamamıyla sizin suçunuzmuş gibi hissettiğiniz ?
Aşktan korkmak yaşamdan korkmaktır ve yaşamdan korkan herkes dörtte üç ölmüş demektir.
Pişmanlıklar kronolojiye uymaz.Orada burada süzülürler.Bu listelerdeki sıramalar sürekli değişir.
Öyle şeyler vardır ki zaman zaman iki kere ikinin dört ettiği kadar eminsinizdir o şeyden.Ama bir de bakarsınız ki iki kere iki beş etmiştir.
Görüyordu belki gözleriniz , ama ne olduğunu anlamıyordu, çünkü onlar o kadar uzaktaydılar ki …
Dolayısıyla, elektron dalga mı yoksa parçacık mı olduğunu sormak , ölçümden bağımsızsa anlamsızdır. Elektron, ne biridir ne öteki.
Heisenberg , evinin yakınındaki parkta dolaşmaya çıktığında , Bohr’la yaptığı fikir tartışmasıyla bağlantılı olarak kendi kendine şunu soruyordu : “Doğanın bu denli çıldırmış olması mümkün mü ? “