irem

irem
@Zezeew_
*güneş kadar hür
258 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 7 days
Bir sene önce incelemesini yaptığım Vahşetin Çağrısı’ndan sonra şimdi de Beyaz Diş.. İki kitabın birbirine çok benzediği düşünülse de tamamen aynısı demek Jack London’a haksızlık olur diye düşünüyorum.Evet, olaylar her iki kitapta da soğuk kuzey topraklarında geçer. Bunun yanı sıra altın avcılığı, sadakat,sevgi,iyi ve kötünün zıtlığı, yaşama bağlılık, içgüdüler, hayvanlar üzerinden toplumlara yapılan eleştiriler de her iki kitapta da benzerken kurgu yönüyle farklılaşır. Birinde sıcak yuvasından koparılıp özgürlüğünü kaybeden, türlü kötülükler gören Buck’ın yavaş yavaş kendi özgürlüğünü kazanmasıyla vahşi bir kurta dönüşmesi anlatılırken; diğerinde ise yarı kurt yarı köpek olan Beyaz Diş’in annesi Kiche’den ayrılışını, varoluş mücadelesini, yaşadığı tecrüberle yasaları öğrenmesini, sevginin iyileştirici gücüyle vahşi kurttan evcil bir köpeğe dönüşünü okuruz. Vahşetin Çağrısı gibi gerek olayların sürükleyiciliği gerekse diliyle bambaşka tatlar aldığım bir okuma serüveniydi. Okunmalı, okutturulmalı..:)
Beyaz Diş
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202076.8k okunma
Reklam
398 syf.
·
Not rated
·
Read in 15 days
Gururun, kibirin ve nefretin pençesinde debelenen bir aşk.
Aşk dediysem öyle romantik ve tutkulu bir aşk değil bu, hastalıklı. Evlatlık edinilen Heathcliff ile ailenin kızı Catherine küçüklüklerinden beri kendilerine ayrı bir dünya kurmuş iki âşık.Bu iki aşığın dünyası Catherine’nin sırf kendini alçaltmamak adına yaptığı bir evlilikle intikam,öfke,nefret gibi bütün kötü duyguların hâkim olduğu bir yerdir artık. Hayatınız boyunca sürekli aşağılandığınızı,hor görüldüğünüzü, dışlandığınızı düşünün? İlk başta olduğunuz insan olamazsınız değil mi? Çünkü yaşadıklarınız sizi bambaşka biri olmaya iter. Siz de ya yapılanların öcünü almak istersiniz ya da tam tersi iyi biri olmak için çabalarsınız. Heatcliff ise kötülüğün timsali olur âdeta. En masumundan herkes bu kötülüklerden nasibini alır.Çoğu yerde “yok ya daha da kötü olamaz” derken beni haksız çıkartmasıyla nefret ettiğim bir karakterin kitabın sonundaki değişimi vicdanımı azıcık sızlatmadı da değil. Fakat bu yaptığı kötülükleri masumlaştırmak olarak algılanmasın. Şöyle de bir şey var birisi bu denli kötüyse onu böyle biri olmaya itenlerin hiç suçu yok mu? Bence Heatcliff çektiği acılara karşılık kendince bir adalet istiyordu.Ama bu sadece öfkesi kadar vicdan azabının da büyük olmasına sebep oldu.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Karbon Kitaplar Yayınları · 202042.4k okunma
416 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 20 days
Bir aydır elimde bitirilmeyi bekleyen, bolca alıntılar paylaştığım kitabı sonunda bitirebildim. Dünyada 3,5 milyon okuru olan bu kitap benim için zor ve sıkıcıydı diyebilirim. Kurgusundan mı, anlamsız geri dönüşlerinden ya da karakterlerdeki kopukluklardan mı bilmiyorum.Bazı karakterlerin isim benzerliği de eklenince karmakarışık bir hâl aldı.Başta merak uyandırsa da ilerleyen sayfalarda aynı hislerle okuduğumu söyleyemem. Konusundan birazcık bahsedeyim. Antik diller öğretmeni Gregorius’un tekdüze olan hayatının yağmurlu günde bir köprüde intihar etmek üzere olan kadının söylediği bir sözle değişmesini, sahafta denk geldiği bir yazardan etkilenmesiyle kendi içsel yolculuğuna çıkmasını anlatır. Hepimizin aşina olduğu kurgu “Acaba gerçekten kendi seçtiğim hayatı mı yaşıyorum?”, “Başka tercihler yapsaydım hayatım nasıl şekillenirdi?” soruları ile örülmüş. Kitabın sonunun daha farklı bağlanmasını beklemiştim bu konuda biraz hayal kırıklığına uğradım. Ama yazar Prado’nun bölümleri için,ki en çok altını çizdiğim yerler, bir şans verilebilir.
Lizbon'a Gece Treni
Lizbon'a Gece TreniPascal Mercier · Sia Yayınevi · 20211,394 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
261 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 7 days
Atom Çağı Çocukları..
(spoiler içerebilir) “Doğuştan mı kötüyüz yoksa içinde bulunduğumuz koşullar mı bizi kötü biri olmaya zorluyor?” Altı ile on iki yaş arasında olan bir grup çocuk atom savaşı tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Güvenilir bir yere götürülmek üzere bindikleri uçak saldırıya uğradığı için ıssız bir adaya düşerler. Bu adada bir yaşam mücadelesi vermek
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080.7k okunma
199 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Ömrünün on altı yılını sürgünde geçiren Refik Halit Karay’ın en bilinen eseridir Memleket Hikâyeleri. İstanbul Türkçesini en iyi kullanan yazar olarak bilinmesinin kanıtını bu hikayelerde görebiliriz. Toplamda on sekiz hikayeden oluşan kitap sürgünde geçirdiği zamandaki gözlemlerini anlatır.Bu kitabı bu kadar önemli kılan bir diğer ayrıntı ise o güne kadar İstanbulla sınırlı olan hikayeciliği Anadolu’ya taşımasıdır. Bürokrasi, din adamları ve kadınlar üzerinden dile getirdiği sosyal eleştirilerinin günümüzde de değişmemesi çok acı.
Memleket Hikayeleri
Memleket HikayeleriRefik Halid Karay · İnkılap Kitabevi · 20216.6k okunma
Reklam
400 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 13 days
Su ve Na. ‘Su’ toplumun bize dayattığı rolleri benimseyen uysal kimliği; ‘Na’ ise her türlü düzene karşı çıkan asi kimliği. İşte bu iki zıt karakterin toplamıdır Suna. Ayhan ve Onur ise çok yakın iki arkadaş. Toplum tarafından benimsetilen rollerin çocukluktan yetişkinliğe uzanan yaşamlarında yarattığı olumsuzluklar, dönemin baskı ortamı ile dostluk ve aşk ekseninde içinden çıkılmaz bir hâl alır. Kullanılan tekniğin karmaşıklık yaratması zaman zaman beni kitaptan koparsa da dilini ve psikolojik tahlillerini beğendiğimi söyleyebilirim. Ayrıca “Ölü Erkek Kuşlar”ın mutluluğu sürekli başkalarında arayan Suna’nın kitabın sonunda değişen süreciyle ilgili olduğunu düşünüyorum.
Ölü Erkek Kuşlar
Ölü Erkek Kuşlarİnci Aral · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2019955 okunma
280 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 10 days
“Nevşehir’in tek çerçisi Boğos’u sabaha karşı vurdular.”
Bu söz Boğos’un aklından öylesine mi geçmişti yoksa hissetmiş miydi başına gelecekleri? Kitap, Boğos’un ölümünden sonra yaşanan 10 günlük bir süreyi kapsar.Yazar, bu süreyi 1915 yılında yaşanan Ermeni Tehcir olaylarıyla harmanlar. Bunun gibi yaşanan sayısız acıların üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin bunların yaşanmış olduğunu inkar edemeyeceğimiz gerçeği “ayna” metaforuyla bizlere aktarılmış. Olayların sürükleyiciliği, karakterlerin duygularını yansıtmadaki başarısı ile okunmaya değer bir eser. Çünkü kimi zaman Kirkor ve Mehmet’in dostluğuna gıpta ettim, kimi zaman Bediros ve Fuat Hilmi Bey’in aşk hayatındaki duygu değişimlerine sinirlendim yeri geldi hak verdim. Ahmet Arif’in de dediği gibi: “Nerede bir can ölse, oralı olur yüreğim. Olmalı zaten. Olmazsa insan olmaz yüreğim.” İşte ben de Papaz Haçadur’un, Kirkor’un, Muharrem’in, Sırpuhi’nin acılarını yüreğimde hissettim. Kim ya da kimler yıllarca bu topraklar üzerinde din, dil, ırk ayrımı bilmeden dostça ve huzur içinde yaşamış Rum,Ermeni,Çerkes ve Türk halkını birbirlerine kırdırıp nice acıların yaşandığı kanlı bir toprak hâline getirmişti?
Unutkan Ayna
Unutkan AynaGürsel Korat · Yapı Kredi Yayınları · 2016327 okunma
112 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Altın avcılığı yapılan bir dönemde Jack London’ın kendi deneyimlerinden de yola çıkarak harmanladığı kısa ama etkisi uzun süreli bir eser. Jack London, bir dergiye yazdığı intikam için sahibini öldüren köpeğin hikayesinde köpekleri kötülüğün simgesi olarak gösterdiği söylenen eleştirilere karşı aslında hayvan davranışlarının insanların tutumlarıyla şekillendiğini bu eseriyle bizlere anlatır. Evcil bir köpek olan Buck’ın, yaşadığı evden koparılarak kuzey topraklarında ağır koşullar altında çalıştırılmak üzere satılmasıyla başlayan kendi benliğini bulma süreci... Bu süreçte insanların sırf daha fazla kazanma hırsıyla ölümü bile göze aldıkları hatta bu uğurda insani değerlerden nasıl uzaklaştıklarını da gözler önüne serer. Ayrıca insanlar ve hayvanlar arasındaki içgüdülerin benzerliği beni hiç şaşırtmadı doğrusu. Güçlü olanın zayıf olanı ezdiği düşüncesinin bu kadar baskın olduğu bir coğrafyada yaşarken…
Vahşetin Çağrısı
Vahşetin ÇağrısıJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202332.4k okunma
123 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 hours
Türk edebiyatımızın köşe taşlarından biri Sait Faik Abasıyanık. Toplamda yirmi hikayeden oluşan bu eserini müthiş bir gözlem gücüyle bizlere aktarmış. (Küçüklüğünden beri annesine olan düşkünlüğü ve yalnızlığı sevmesi mi onu bu denli iyi bir gözlemci yapmıştı?) Sait Faik’in birbirinden kıymetli bu hikayeleri İstanbul’u,balıkları,balıkçıları,kuşları,köprüleri, ağaçları,adaları anlatsa da aslından merkezinde hep insanı anlatmış. Bu eserini okuduktan sonra kendime dedim ki herkesin bir Sait Faik hikayesi olmalı. Benimkini söyleyeyim: Sinağrit Baba ve Dülger Balığının Ölümü…
Seçme Hikayeler
Seçme HikayelerSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20205.5k okunma
152 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Sokağı edebiyata taşıyan yazarımızın okuduğum ilk eseri. Kitabın başlarından itibaren mahallenin kadınları arasında geçen konuşmalardan bu sözün haklılığını görebiliriz. Dönemin İstanbul’unu,yaşayışını,toplumun kadına bakış açısını, cahilliği gözler önüne sermesiyle gayet akıcı ve eğlenceli bir eser. Konusu Halley isimli bir kuyrukluyıldızın dünyaya çarpacağı söylentisi herkeste bir telaşa neden olur. Yaşadığı kötü bir olay sonrasında kadınlardan nefret eden ve kadın düşmanlığıyla ilgili yazdığı yazılarla tanınan ana karakterimiz İrfan Galip Bey’dir. Şöhret hırsıyla yanıp tutuşan karakterimiz için bu çok iyi bir fırsattır. Bu durumla eğlenmek üzere verdiği konferanslarda ismini bile bilmediği bir kadına aşık olur. Biz de roman boyunca iki şahsın arasında geçen mektuplaşmaları okuruz.
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaçHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117.5k okunma
Reklam
304 syf.
·
Not rated
Ah, canım Momo! Çivisi çıkmış, sahte sevgilerin çoğaldığı bu dünyada senin gibi bir dostum olmasını, beni de diğer arkadaşlarını dinlediğin gibi dinlemeni o kadar çok isterdim ki… Peki kim bu Momo? Yaşı tam olarak kesinleştirilemese de 8 ya da 12 yaş aralığında olduğu tahmin ediliyor. Eski bir tiyatro harabesinde çevredekilerin getirdikleri ve hediye ettikleriyle geçimini sağlıyor. Tabi yaşının küçük olmasına aldanmamak gerekir. Çünkü Momo, belki de birçok insandan daha büyük bir yüreğe,akla ve kavrayışa sahip. Her yaş grubundan birçok arkadaşı,dostu olsa da Turist rehberi Gigi ve İhtiyar çöpçü Beppo bu kişiler arasında ayrı bir yere sahip. Bizim hayatımızda da böyle değil midir zaten? Çevremizde birçok kişi vardır ama onların içinden bir iki tanesini daha farklı konumlandırırız yüreğimizde. Günler böyle geçip giderken bir gün Duman Adamlar gelir. Bu Duman Adamlar insanlardan çaldıkları vakitlerle yani ölü zamanlarla var olan adamlardır. Bu günlerden sonra hiçbir şey artık eskisi gibi olmaz. Uzun uzadıya oynanan oyunlar, sıcak sohbetler, ilişkiler… Elbette Momo bu duruma çok üzülür, arkadaşlarını, sevdiklerini birer birer kaybettiğinin farkına varır.Fakat Momo bu duruma daha fazla dayanamaz ve heyecan dolu bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta ise en büyük yardımcıları: Hora Usta ve Kassiopeia’dır.
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201766.2k okunma
392 syf.
·
Not rated
Akıl ve Tutku Jane Austen’ın ilk romanı. Orijinal adı ile Sense and Sensibility. Kitap adından da anlaşılacağı üzere iki zıt kavram üzerine kurulu. Aklı Elinor, tutkuyu ise Marianne temsil eder. İki kardeşin bu zıtlıklarının aşk hayatlarına yansımasıyla kimi zaman Elinor’a kimi zaman ise Marianne’ye hak veririz. Kitabın ilk sayfaları çok akıcı olmasa da ikinci bölümden itibaren daha rahat aktığını söyleyebilirim. Bana Gurur ve Önyargıyı çağrıştırdı biraz da. Jane Austen’ın romanlarında güçlü kadın figürlerini görmek çok hoşuma gidiyor. Okumanızı tavsiye ederim.
Akıl ve Tutku
Akıl ve TutkuJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20246.5k okunma