İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne" demişti Maksim Gorki "İşte asıl cinayet bu Utanılacak bir cinayet... İnsanlar gün içinde kabalıkları, kalabalıklarıyla ne kadar da incitiyorlar değil mi ruhumuzu? Kalbimizi nasıl da kırabiliyorlar. Oysa Platon şu nasihatte bulunur: "Nazik olun. Çünkü karşılaştığınız herkes farkında olmadığınız zorluklarla boğuşuyor.. Dikkat ediyor muyuz buna? Anlamaya çalışıyor muyuz insanları yargılamadan önce? Unutuyor muyuz yoksa herkesin bir kalbi oldugunu? Pessoa'dan bir alıntı yapayım yeri gelmişken: "Kimseyle alay etme. Kimseyi küçük görme. Kalbinin en ücra köşesinde bile yapma bunu. İnsan yaşamı alaya alınmayacak kadar hüzünlü ve ciddidir.” Çogu zaman unutsak da gerçek bu... Ressam Van Gogh geçirdigi bir kriz sonrası kendisine sıktığı bir kurşunla yaralanıp evine geldiğinde şu sözü sayıklayıp hayata veda etmisti: "Hüzün sonsuza dek sürecek” Sürmesin, sürdürmeyelim İnsanları incitmeyelim.
Apaçık görüyorum gözlerimi kapayınca, bütün gün gördüklerim taşımaz hiçbir değer. Düşlerde hep sen varsın; uyku boyunca göz karanlıkla ışır, karanlıkları delip gider. Diğer bütün gölgeler, gölgende ışık bulur, bedenin gölgesi mutluluğu gösterir. Senin gölgen nasıl da kör gözlere fer verir. gözlerim kutsanır, ben seni izledikçe, canlı gün aydınlanır sendeki ışıklarda. En karanlık gecede belli belirsiz güzel gölgen, derin uykuda sönmüş gözlere can verir. Seni görmezsem olur her günüm gece, parlak gündüzdür gecem düş seni gösterince.
Gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi
Gözlerin gözlerimde erimekteydi
Bir mermer heykel gibi yanımda duruyordun
Beni bırakma diyordun
Meyhane sarhoşları gibi sırılsıklam
Bir yalnızlık duyuyorduk
Ağlıyordun, ağlıyordun
Benim dengemi bozmayınız
Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim dizboyu sulara
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle döğüşemem
Siz ne derseniz deyiniz