Besra

01.04
Yaşamınızın belli bir döneminde olaylarla ilgili bakış açınızın değiştiğini, o ana dek gördüğünüz her şeyin henüz bilmediğiniz öbür yüzünü size döndürdüğünü ansızın fark ettiğiniz oldu mu hiç sevgili okurum? Benim ilkgençliğimin başlangıcı saydığım böyle bir manevi değişiklik ilk kez bu yolculuğumuz esnasında başıma geldi işte. Yalnız olmadığınızı, yani ailemizin bir toplum içinde yaşadığını, bütün olayların yalnızca bizim çevremizde dönüp durmadığını, bizimle hiçbir ortak yönleri olmayan , bizim için kaygı duymayan ve hatta bizim varlığımızdan haberleri bile olmayan insanların da başka bir yaşamı olduğunu ilk kez açıkça düşünüyordum. Kuşkusuz bunların hepsini eskiden de biliyordum; ama şimdiki kadar bilmiyor, bilincine varmıyor, hissetmiyordum.
Reklam
İnsan hep aynı kalmaz ki; bir gün gelir değişmek gerekir.
Rablerini inkar edenlerin durumu şudur: onların amelleri fırtınalı bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte bu, büyük sapıklığın kendisidir. (İbrâhim Sûresi,18)
Sayfa 47 - (4.Cilt)Kitabı okuyor

Reader Follow Recommendations

See All
Dünyanın âlimleri ahiretin âlimlerini sevmezler.
Sayfa 189
Koyun postu giyiyor, kurtların bedenini gizliyorsunuz!
Vehb b.Münebbih şöyle demiştir: “Allah (azze ve celle) Benî İsraîl’i kendisiyle azarladığı sözleri içerisinde şunları söylemiştir: Dinden başkası için fıkıh tahsil ediyor, amelden başkası için ilim öneriyorsunuz. Ahiretin ameliyle dünyayı satın alıyorsunuz. Koyun postu giyiyor, kurtların bedenini gizliyorsunuz. İçeceğinizdeki çer çöpten sakındığınız halde dağlar kadar haramı yutuyorsunuz. Dini insanlara dağlar kadar ağırlaştırıyor, namazı uzatıyor, elbiseleri ağırtıyorsunuz. Diğer taraftan yetimin ve dulun malından eksiliyorsunuz. İzzetime yemin olsun, sizi öyle bir fitneye vuracağım ki o fitnede görüş sahibinin görüşü de Hikmet sahibini hikmeti de şaşıracak!”
Sayfa 132
Reklam
Ebu’d Derda (radıyallahu anh) dedi ki: “Korktuklarım içerisinde en çok korktuğum şey hesap için durduğum zaman ‘Bildin, peki bildiklerine ne amel işledin?’ denmesidir.
Sayfa 123 - Bunu İbnu’l Mubârek “ez-Zühdu ve’r Rakâik”te (39) rivayet etmiştir.
(…) Abdullah b. Mes’ud (radıyallahu anh) dedi ki: “Aşırı istek duyup doymayan iki kimse vardır: İlim ehli ve dünya ehli. Bunlar bir de olmazlar. İlim ehlinin Allah’tan hoşnutluğu artar. Dünya ehline gelince onu da azgınlığı artar.” Sonra Abdullah “Kulları arasında Allah’tan ancak âlimler korkar” (Fâtır,28) ayetini okuduk. Başkasına da şu ayetleri okudu: “Hayır! Gerçekten insan kendisini yeterli görerek azar.” (Alak,6-7)
Sayfa 108
Abdula’lâ et-Teymi şöyle demiştir: Kime kendisini ağlatmayan bir ilim verilmişse ona kendisine fayda verecek bir ilim verilmemiş demektir. Çünkü Allah azze ve Celle âlimleri şöyle nitelemiştir: “Ondan önce kendilerine ilim verilenler… Ve bu onların huşûlarını arttırırdı.” (İsrâ,107-109)
Sayfa 105
El-Hasen’den şöyle dediği rivayet edilmiştir “Biz hiç tartışan bir fakih görmedik.”
Sayfa 89
Nebi (sallallahu aleyhi vesellem)’den şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Kim haklı olduğu halde tartışmayı terk ederse Allah onun için cennetin ortasında bir ev inşa eder.”
Sayfa 89 - Bunu er-Rûyânî “Müsned”inde (1200), et-Taberânî “el-Mu’cemu’l Kebîr”de (8/186/7770), İbn Batta “el-İbânetu’l Kubrâ”da (558) ve İbnu’l Bennâ “er-Reddu ale’l Mubtedia”da (21) rivayet etmiştir.
Reklam
Abdurrahmân b. Yusuf b. Hiraş'ın şöyle dediğini isnadıyla rivâyet etmiştir: Bana Hafs b. Ğıyâs'tan şöyle dediği ulaştı: Kûfe'nin emiri el-Abbâs b. Mûsâ, el-A'meş'e bin dirhemle bir sahife gönderdi ve "Benim için buna hadislerinin bir kısmını yaz dedi. el-A'meş de bin dirhemi aldı. Sonra valiye Fatiha'yı yazıp gönderdi. Bunun üzerine vâli "Sana Kur'ân okumayı bilmediğimiz mi ulaştı?" diye elçi gönderdi. el-A'meş de ona "Sana ilmi sattığımız mı ulaştı?" diye elçi gönderdi.
Sayfa 80
Câmiu Beyâni'l İlm"de (2128) rivâyet edildiğine göre Abdulazîz b. Ebî Hâzim şöyle demiştir: Babamı şöyle derken işittim: "Önceki zamanlarda âlimler şu hâldeydi: Bir âlim ilim yönünden yukarısında bulunan biriyle karşılaştığı zaman o gün ganîmet günü olurdu. Kendisi gibi biriyle karşılaştığı zaman onunla müzakere ederdi. Kendisinden aşağıda bulunan biriyle karşılaştığı zaman ona karşı büyüklenmezdi. Tā ki bu zaman oldu! Adam yukarısındaki kimseyi kınar oldu. Bunu yapmaktaki maksadı onunla ilişki kurmamak, böylece insanların kendisinin ona ihtiyacı olmadığını görmesini sağlamaktır. Yine adam dengi olan kimseyle müzakere etmez oldu. Aşağısında bulunan kimseye karşı büyüklenir oldu. Böylece insanlar helâk oldu!"
Sayfa 67
“Cuz’u Hadîsi’l Bitâka”da (21) rivâyet edildiğine göre Alî b. Fudayl babasına “Babacığım, Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ashâbının kelâmı ne kadar tatlı!" diye sormuş, babası da "Oğulcuğum, neden tatlı olduğunu biliyor musun?" diye karşılık vermiştir. Alî'nin "Neden?" diye sorması üzerine de "Çünkü onlar onunla Allah (Azze ve Celle)'nin rızasını istediler" demiştir.
Sayfa 65
Saîd b. Cubeyr, İbn Abbâs (radıyallahu anhuma)’dan onun şöyle dediğini tahdis etti: “Hayrı öğreten ve öğrenen için denizdeki balığa varıncaya kadar her şey bağışlanma diler.”
Sayfa 57 - Bunu ed-Dârimî “Müsned”inde (355), İbn Abdulberr de “Câmiu Beyâni’l İlm’de (181) sahih bir isnad ile rivayet etmiştir.
Âlimler öldüğü zaman insanlar yollarını şaşırırlar. Onların ölümüyle ilim silinir ve cehalet yayılır. Şüphesiz biz Allah’a âidiz ve mutlaka O’na döneceğiz! Bu Müslümanlar için ne büyük bir musibettir!
Sayfa 39
1,619 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.