Kitap, insanların yönetiminde olan çiftlikte, ağır koşullarda yaşayan hayvanların ayaklanması sonucu onların kontrolüne geçmesiyle başlayan süreci anlatıyor.
Eşit bir toplum düzeni inşa etmek için yola çıkan hayvanlar, zamanla eğitimsizlikten, baskıdan, korkudan dolayı kendilerince yaptıkları devrimden çok daha geriye gidiyorlar.
Kurnaz ve iktidar düşkünü domuzlar, devrimin yolundan saparak, insanların yönetiminden daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kuruyorlar.
Değişmez olan yedi emri bile keyfince değiştiriyorlar, hayvan halkı ise bu değişiklikleri asla tam olarak fark etmiyor.
Söylenenleri, sorgusuz sualsiz kabul eden,
okumayı asla tam olarak sökemeyen ve yedi emri dahi hatırlayamayan koyunlar, hikayedeki en cahil topluluk olarak öne çıkıyorlar.
çiftlikte okumayı en iyi bilenlerden, bilge ve herşeyin farkında olan benjamin'in tepkisiz kalması, akla şu cümleyi getiriyor
"aydınları korkak olan ülkenin, zalimleri cüretkar olur."
Fabl tarzındaki kitapta ağırlıklı olarak dini, felsefi, toplumsal eleştiriler var.
çok iyi siyasi hiciv yapılmış. Sscb, Stalin dönemi ve rejimi de sağlam bir şekilde eleştirilmiş.
Adeta günümüz türkiye'sinin bir özeti olan bu kitabı her Kürt okumalı, bilinçlenmeli.
Çok akıcı, kurgu ve kahramanlarıyla merak uyandırıcı, bir çırpıda okuyacağınız harika bir eser.
Okumanızı tavsiye ederim.
Hayvanlar üzerinden sistemi, George Orwell kadar güzel eleştiren Yaşar Kemal'in "filler sultanı ile kırmızı sakallı topal karınca" adlı kitabını da okuyabilirsiniz.