Biz gaflet vaktinde doğan çocuklarız. Gâfiliz yani. Dünyayı bizim için sanırız, hatta bizim sanırız. Oysa dünya dediğin her gelene "seninim" diyen bir gönül çalana benzer
Herkesin bir putu var... Ne kadar yok dese de vardır. Kiminin putu şöhrettir mesela, kiminin putu şehvet, kiminin para, kiminin putu evlattir belki ya da hayattır.
Şahidi yok zannettiğin suçların hiç düşüveriyor mu zihnine ve sen belki bir gecenin karanlığında ya da bir insan yalnızlığında, yine kimse yok sandığında kendine kendini itiraf edebiliyor musun?
Hayatım garip bir keşmekeş. Sevdiğim işi yapamadım, istediğim kitapları hiç okuyamadım, hayalini kurduklarıma ulaşamadım ve yalnızım, kimsem yok diyecek kadar yalnız.
Kötü bir deneyim yaşandı diye bütün deneyimlerin kötü olması gerekmiyordu. Hayatını acı çektiği için değil, acıyı dindirmenin bir yolu olmadığına kendini inandırdığı için bitirmek istediğini anlamıştı.
İnsanlar şehir gibiydi. Bazı kötü yönleri var diye bütün şehirden nefret etmezdiniz. Sevmediğiniz yanları, birkaç tane tehlikeli ara sokağı ve mahallesi olabilirdi ama bir şehri yaşanır kılan şey iyi yönleriydi.