Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rhododendron

Rhododendron
@_Rhododendron_
Okuyorum, okutuyorum; öğreniyorum, öğretiyorum. Kimseye gülmüyorum, kimseye ağlamıyorum, kimseyi lanetlemiyorum. Herkesi ve her şeyi anlamaya çalışıyorum.
5 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Yunus Emre ile Kara Osman'ın Karşılaşması
"... Senin zamanın senden önce başlamazsa neye yarar? Demem şu deme Osman Yiğit, sen zamanını kendin öreceksin örgülerin sağlamsa zaman seni unutmaz senin ardınsıra gelir, yok örgülerin sağlam değilse o Konya'nın ötelerindeki merak ettiğin insanlardan farkın kalmaz. Ben söyleyeyim sana o insanların nasıl olduğunu: karıncalar gibi. Bir fark var ama: Karıncalar ne yaptığını bilir, bütün tabiattakiler ne yaptığını bilir. Gelgelelim insanlar tabiattan uzaklaşıyor o senin dediğin dört duvar arası yani ev değil düşman olan. Dört duvar insan yüreğinde hem de kerpicin hem de tahtanın en kötüsü ile yüreklerinde. Halbuki tabiat gelip yerleşmeli yüreğe, tabiat sevmektir, aşktır Yiğit. Sevmek en katı kerpiçleri, en yongalı tahtaları eritir yüreği tutsaklıktan kurtarır..."
Reklam
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Konak
KonakM. Necati Sepetçioğlu
8.6/10 · 404 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
I. Haçlı Seferi Sonrası I. Kılıç Aslan'ın Anadolu Beylerine mektubu
Demek ki bir ülkeye sahip oldum demekle sahip olunmuyor. Demek ki ülke benim ülkemdir güvenişi bir işe yaramıyor, kalabalık çerin, kollukların tedbirini almazsa ummadığın yerlerden ummadığın yaylar geriliyor, oklar uçuşuyor. Öyleyse ülkenin derelerini, tepelerini, aydınlıklarını, karanlıklarını, gizlisini saklısını bilmek gerekmiş. Bunun için de ülkede birlik gerekmiş, ayrı ağızlardan ayrı havalar okumaktansa bir ağızdan bir havayı okumak gerekmiş. Anadoluda ve yarın daha da varacağımız yeni Anadolu'da bundan böyle bir ağızdan bir havayı okumak gerektir diye düşünürüm. Ben, Kutlamış Beyin oğlu Süleyman Şah'ın oğlu Kılıç Aslan böyle düşünürüm...
Sayfa 327Kitabı okudu
Dandanakan Savaşı(1040), Sarı Hoca'nın Alpaslan'a vasiyeti:
"Bu kilit bil ki burada...Dandanakan'da bil ki, yarım açıldı. Al artık. Yarısını nerede açarsın orasını sen bil gayri... Bana sorarsan, bu Sarı Hoca'a son nefesinde sorarsan... derim ki... Oğuzlu'yu denize ulaştır derim... Oğuzlu'nun göğsü bağrı açık olmalı. Oğuzlu göğsü bağrı açık düşünmeli derim... Ne demeğe gelir? Dur Alpaslanım ben derim. Bu şu demeğe gelir ki deniz sonsuzdur. Buraları gibi kapalı kutu değildir. Kapalı kutuda boğma Selçukluyu. Kapalı kutuda ne yetişir ki... Üstüne kilidi vurdun mu hapissin, denize kilit vur bakalım hadi...göğe kilit vur..."
Sayfa 174
Reklam
295 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Kilit
M. Necati Sepetçioğlu
M. Necati Sepetçioğlu
Kilit
Kilit
Yıllarca, evimdeki kütüphanenin ulaşması en kolay yerlerinden birinde, gözümün önünde durdu M. Necati Sepetçioğlu'nun kitapları. Birileri geldi ödünç aldı, aylarca sonra okuyup getirdi. Ben yıllardır başlayamıyordum. Keşke çok daha önce elime alsaymışım. Bir kısmı kurgu olan tarihi bir roman serisinin ilk kitabı Kilit. Çağrı ve Tuğrul Bey'ler ile başlıyor ve Büyük Selçuklu Devleti'nin kuruluşuna giden süreci, yalın ve akıcı bir dille anlatıyor. Atalarımızın hem savaşçı ruhuna hem de İslamiyetle yeni tanışmış Türklerin irfanına hayran olarak okuyacağınız bir kitap. Şimdi üzerinde yaşadığımız topraklar için kurulan hayallerle, dökülen kanlarla, akıl oyunlarıyla ve tabi pek çok önemli tarihi karakterin(Selçuklu hükümdarları, onların akıl hocaları, Hasan Sabbah, Nizamülmülk, Aslan Baba, Ahmet Yesevi ile başlayan ilk iki kitabın ardından daha nicelerinin) hikayeleri ile örülmüş romanlar. Keşke çok daha önceden başlasaydım. Okuduğum isimleri araştırdıkça ilk defa tarih öğrenmekten keyif alıyorum. Ruhun şad olsun Mustafa Necati Hoca.
Anahtar
AnahtarM. Necati Sepetçioğlu · İrfan Yayınevi · 2005744 okunma
Klasikleri Yeniden Okumak 2: "Uğultulu Tepeler" Emily Bronte
İnsanların bir kısmı bu kitapta gerçek aşkı ve tutkuyu gördüklerini, yarım günde okuyup bitirdiklerini iddia ediyorlar: tüylerim diken diken oluyor. Okuduğum en kasvetli kitaplardan biri. İlk okuduğumda da beni germişti, yine iliklerime kadar gerilerek ve ruhumdaki tüm neşeyi ve huzuru kaybederek okudum. Bana göre, kitaptaki tüm karakterlerin ruhu hastalık ve ıstırap dolu. Birbirleri ile ilişkileri anlamsız, dengesiz ve kin dolu. Aylarca elimde süründü, inat ettim de bitirdim. Başladığım kitabı bitirmek zorunda hissetmek gibi bir obsesif bozukluğum olmasaydı, birinci bölümden sonrasını bile okuyamazdım. Aşkları nefrete dönüşen ve "sevdiklerini" "nefret edilesi" insanlara dönüştüren, tuhaf bir gurur anlayışları olan karanlık karakterlerle dolu bir kitaptı benim okuduğum. Bir satırından dahi keyif alamadım. Literatürde İngiliz edebiyatının en güzel örneklerinden biri olarak betimlenen bu romanın benim üzerimde sanayi devri İngiltere'si gibi karanlık, isli puslu ve insanı tüketen bir etkisi oldu. Anlatımın gücü ve karakterlerin derinliği açısından muhakkak ki en iyi örneklerden biri ama yine de bunlar benim için kitabı güzelleştirmeye yetmedi. Bittiği için çok mutluyum. Bir süre Bronte okumaya cesaret edemeyeceğimi düşünüyorum.
Klasikleri Yeniden Okumak 1: Gustave Flaubert Madam Bovary
Flaubert, bu zavallı burjuva kadınının dramının arkasında bize burjuva sınıfının bin bir türlü kötü yüzünü anlatıyor. Toplumsal sınıf analizleri ile ilgilenenler, kitapta, döneme ve karakterlere ilişkin muazzam betimlemeler bulabilirler: doya doya okuyacakları, detaylarda boğulabilecekleri 390 sayfalık bir klasik. Hatta buraya bir link bırakacağım: dergipark.org.tr/tr/download/art... Burada kitap incelemesi ile ilgili akademik bir kaynak bulabilirsiniz. Bu kitapta tam üç adet Madam Bovary var, tabii ki bir tanesi ana karakter. Üç Madam da birbirinden korkunç kaderlere sahip. Tabii ki en sonuncusu, en korkuncu: Kendi başını yemek deyimini dolu dolu yaşayan bir kadın Emma Bovary. "Emma, bahtiyarlık, ihtiras, kendinden geçme gibi sözlerin, kitaplarda okuyup pek güzel bulduğu bu kelimelerin hayatta acaba neyin, hangi halin adı olduğunu düşünüp duruyordu." Emma bunların ne demek olduğunu ölmeden önce anlamıştır diye düşünüyorum. İflah olmaz bir romantiğimdir ama Madam Bovary’nın aşk ve romantizm düşkünlüğü beni gerdi. Kitabı yeni bitirdim, ana karakterlerden biri Charles Bovary, son sayfaları hep bu adama üzülerek okudum. Aslına bakarsanız Charles ‘odun’ gibi bir adam ama yine de hak etmediği bir sonla yüzleştiğini düşünüyorum. Hak etmedikleri davranışlarla ve sonuçlarla karşılaşan insanlara karşı zaafım var, bu yüzden Charles için üzülerek kapattım kitabı. Okuyun derim: kitap karakterlerinin çok çok benzerlerini eminim kendi yaşantınızda da göreceksiniz.
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.