Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ersin

Sabitlenmiş gönderi
"Her zaman sıradan ve bayağı bir adam olan yüzsüz,yalancı biri,bilgisiz bir halk içinde tapınılacak bir konuma gelebilir.Ancak,aynı kimse aydınlatılmış bilgili bir halk tarafından sadece bir aşağılanma konusudur."
Sayfa 205Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı devlet ideolojisinin temel unsuru adalet fikri idi."Adalet mülkün (egemenliğin) temelidir" düsturu bunu anlatır.Osmanlı tarihçileri bunu bir "hakkaniyet çemberi" şeklinde (Daire-i Adliye-yi Osmaniye) şöyle şemalaştırmıştır: "Mülk ve devlet,asker ve devlet adamıyladır.Ve devlet adamı,mal ile bulunur.Mal,reayadan husule gelir.Reayanın ahvali adalet ile tanzim olunur." Biraz açmak gerekirse: a) Asker olmadan devlet ya da mülk (egemenlik) olmaz; b) Askere sahip olmak serveti gerektirir; c) Servet uyruklardan toplanır; d) Uyruklar ancak adaletle refaha kavuşabilir; e) Şu halde,mülk ve devlet olmadan adalet olmaz,ama adalet olmadan devlet de olmaz.
"Gerileme döneminde Osmanlı İmparatorluğu'nun devlet sistemindeki çözülme,hem merkez organlarının hem de taşra yönetiminin bozulmasında,kural ve kurumların yerini fiili durumların ve keyfiliğin almasında kendini gösteriyor.Öte yandan,feodal ve ulusal kaynaklı tepkiler de İmparatorluğun siyasal bütünlüğünü sarsmaktadır."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Âyân adıyla anılan taşra zenginleri,14. yüzyıldan beri padişah buyruklarının taşrada uygulanabilmesi için zorunlu unsurlar durumundaydılar.1595-1610 yılları arasındaki karışıklık ve ayaklanmalar sırasında Osmanlı vergi ve toprak sistemi (tımar) değişime uğrayınca,âyânlar devlet topraklarını kiralayarak tımar sahiplerinin yerini almışlar,devlet ve hattâ kendileri adına vergi toplama hakkını elde etmişlerdi. "İş erleri" de denen âyânlar yörenin ileri gelenlerince kendi aralarından seçilir ve hükümet ile halk arasında aracılık rolü oynardı.1768'den sonra ise bunlar,yüklü paralar karşılığında,bulundukları yer valisince atanır oldular.Böylece,halkı korumak yerine,verdikleri parayı çıkarabilmek için onu ezen bir derebeyi ve mütegallibe kesildiler.
Her mutlak monarşi gibi Osmanlı Devleti'nin de iyi yönetilebilmesi,bir ölçüde,hükümdarın kişilik ve yeteneklerine bağlıydı.Oysa,15. yüzyıldan itibaren birbiri üstüne yığılan birçok olumsuz etken hükümdarlık kurumunu zaafa uğratmıştı.Tahta geçmek ya da tahtta kalmak için başvurulan saray entrikaları,işlenen cinayetler,kardeşlerini öldürme "hakkı"nın kurumsallaşması,geleceğin padişahlarının dış dünyadan kopuk yetişmeleri vb. En üst yönetim yerindeki istikrarsızlık da buna eklenmelidir.Örneğin,Kanuni Sultan Süleyman döneminden 18. yüzyıl sonuna kadar dört sultanın öldürülmüş,beşinin de tahttan indirilmiş olması,kişisel iktidarın fiili sınırlarını gösteren bir olgu olmanın yanısıra devletin üst katındaki sallantıların da kanıtıdır.Bunlardan tahtta kalabilenlerin asıl amacı, "feodal bir anlayışla toprakları elde tutmak uğruna" ülke bağımsızlığından ya da halkın ekonomik çıkarlarından ödünler vermek olacaktır.
Reklam
Ersin

Ersin

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski
8.3/10 · 25,2bin okunma
Ersin

Ersin

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Bayağı Kalabalığız
Bayağı KalabalığızEsra Kaya Erdoğan
0/10 · 7 okunma
455 syf.
·
Puan vermedi
·
29 günde okudu
Osmanlı - Türk Anayasal Gelişmeleri
Osmanlı - Türk Anayasal GelişmeleriBülent Tanör
8.6/10 · 324 okunma
"Bir adam bunca kitabı okudu mu çekiver kuyruğunu... Neden?Çünkü,şundan bir akıl,bundan bir akıl alayım derken aklı cıvıklaşır.Bir lâfı bir lâfını tutmaz."
"Ekonomi açısından Osmanlı 17. ve 18. yüzyılları gerileme ve çöküntü dönemidir.Esas olarak tarıma ve fetih gelirlerine dayalı ekonomik yapıdaki çöküntünün başlıca göstergeleri,toprak rejiminin (dirlik düzeni) bozulması,vergide iltizam usulünün ortaya çıkması,üretimin düşmesiydi.Başlıca sosyal olgu ise köylü üzerindeki baskı ve yükümlülüklerin artması,bu kesimin iyice güçsüzleşip yoksullaşmasıdır.Anarşik ortam ve ayaklanmalar da toplum yapısındaki dağılmanın kesin belirtileridir.Ekonomik çöküntü,dirlik ve vergi düzeninin bozulması ve buna bağlı olarak tımarlı sipahi örgütünün felce uğraması,tarıma ve fetih kazançlarına dayalı devletin de ekonomik ve askeri kaynaklarını kurutmaktadır."
Reklam
"Herifin ne mal olduğu bu kitaplardan belli... Şuna bak... Tuuu... Oldum olası, kitaba düşkün heriflere güvenmem.Neden mi?Okumaya dalar,kendi adını unutur!Böyleleri işe yaramaz vesselâm..."
Ersin

Ersin

, bir kitap okudu
480 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Yorgun Savaşçı
Yorgun SavaşçıKemal Tahir
8.2/10 · 3.184 okunma
Bizim ağaları hiç kimse bilmezse senle ben biliriz!Eski çağların odunculuktan,hamallıktan,zurnacılıktan,şıkırdımlıktan gelme,elifi görse mertek sanır vezirlerinden daha mı kaltabandılar?Yüreksizliklerinden mi savuştular?Sarıkamış'ta bulunanlardan kime rastladımsa sordum!Enver'i,avcı hatlarının kurşun yağmurundan geri çekmek için,koca orduda,ölümü göze alacak bir tek yiğit bulunamamış...Arslanları dişleriyle paralayan kabadayıların paçavralar gibi toprağa yapıştıkları yerde,herif,ayakta dolaşıyormuş...Şarapnellerin kümelendiği topçu siperleri önünden indirmek için,batarya kumandanı, "Yerimi düşmana belli ediyorsunuz!" demek zorunda kalmış...Cemal'i,sen hepimizden iyi tanırsın!Talât'ı,Babıali baskınında,gözünle gördün...Yürekse,Azrail'e el ense çektiler bunlar!Akılsa,bu dünyada,Lord Corc'dan daha avanağı olmaz!Neden yendirdi bizi kahpe felek,öyleyse?
"O sıralar,Makedonya,cephe gerisi olmayan bir savaş meydanıydı.Milletler yalnız başka milletleri değil,kendi kendilerini de vuruyorlardı.Bir an dalgınlık,ölümdü.Her dönemeç,her ev,her ağaç,her cami,her kilise,hatta sevgili yatakları bile pusu yeriydi.Her yanda soygun,yangın,ölüm kol geziyordu.İş durmuş,ekip biçme,alışveriş,okuma yazma durmuştu.Her şey selin önünde sürükleniyor gibiydi.Bu durdurulmaz sürüklenişte Osmanlı ordusunun lime lime üniforması büsbütün paralanıyor,yamalar uçuşup erlerin,subayların etleri,edep yerlerine kadar açılıyordu.Her şey değişmenin ya da batmanın kaçınılmazlığını ispatlamaktaydı."
"Körler krallığında tek gözlüler kral olur."
Sayfa 156Kitabı okudu
1.119 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.