Ben aslında sana bizi anlatmak isterdim yani
tamamlanmayan bir biz ne kadar anlatılırsa o kadar işte. Dün gece izlediğim filmin yarısında kaldım oysa film çok güzeldi ama alışmıştım ben her şeyin yarısında kalmaya. Sen de çok güzeldin en yarım halinle bile çok güzeldin.
Baba, şu kızı seviyorum, istemeye gidelim diyememek nedir biliyor musun?
Bunu söyleyecek bir baban olmaması.
Kızın babasına baba diyememek... Diyemezsin ki oğlum. Senin gözlerin ağlamaya programlı...
Paşamız devam eder okumaya ve der ki: Sakın
bir söz söyleme, yüzüme bakma sakın, sesini duyan olur, sana göz koyan olur...
Düşmanımdır seni kim, bulursa cana yakın, annen
bile okşasa benim bağrım kan olur."
Hoşlandığın kadına papatyalar vermelisin hatta vermesen de olur "şu topraklarda bi yerlerde senin için yaşayan papatyalar var" desen yeter.
İste o papatyalar nasıl yerinde güzelse sende benim yanımda öyle güzelsin...
"Çünkü sen sıradanlığın en mükemmel örneğiydin Ed."
Bana ciddi bir ifadeyle baktı,
"Ve senin gibi biri bütün o insanlar için kalkıp o kadar şeyi yapabildiyse, belki de herkez yapabileceklerinin ötesine geçebilir." Şimdi yoğunlaşmıştı. Duygusallaşmıştı. Bu her şeydi. "Belki ben bile..."