"Sana hata yapmış olsa bile birini sevmende sorun yok. Hislerinin ne anlama gelebileceğinden korktuğun için hislerin yokmuş gibi davranamazsın. Bazen dünyadaki en zor şey kalbini kıran birini sevmektir."
"Bunu nasıl yapıyorsun Josie? Herkeste iyilik görmeyi ve insanların neden şu anda oldukları kişi olduklarını anlamayı? "
Omuzlarını silkti. "Ailem bana yakından bakmayı öğretti, anlıyorsun ya? İnsanları uzaktan yargılamak kolay. Kendi dünyanın dışından olan birine bakmak ve o insanların kim olduğuyla ilgili genel yorumlar yapmak, yargılamada bulunmak kolay. Çünkü diğerlerinin kusurlarını gördüğünde, nedense kendi kusurlarının onlarınkinden daha iyi olduğunu savunabiliyorsun. Fakat yakından baktığında, yanındaki kişiye gerçekten baktığında, hemen hemen aynı şeyleri göreceksin. Umut. Sevgi. Korku. Öfke. Bir kere yakından baktığında hepimizin birçok yönden benzer olduğumuzu göreceksin. Hepimizin kanı kırmızı akıyor ve canavarların kalpleri bile kırılabiliyor. Sadece hep yakından bakmayı hatırlamalısın."
"Muhtemelen değmeyen birisi için ağlıyorsun."
"Değmediğini düşündüren ne?"
"Çünkü lanet bir şekilde ağlıyorsun. İnsanlar oturup kendilerini mutlu eden kişiler için hıçkırıklara boğulmaz. "