“Sonra kitapları okuyup da onlarda hayatta kullanamayacağım gerçekler buldukça, dostlar arasında dedikodular, alaylar, soğuk, kötü, boş gevezelikler dinledikçe, gayesiz sevgisiz toplantılara katıldıkça daha da kötü oldum.”
“İlya İlyiç büyüyüp de bal ve süt akan ırmakların, iyi yürekli perilerin var olmadığını öğrendikten sonra dadısının masallarını gülümseyerek dinler, fakat candan olmayan bu gülümseme gizli bir iç çekişiyle karışırdı. Peri masalları onun kafasında gerçekle öyle karışmıştı ki, bazen farkına varmadan niçin masalın hayat, hayatın da masal olmadığına üzülürdü.”