Üç arkadaş başları öne eğilmiş güneşten yoksun ayçiçekleri gibiydiler. Ayçiçekleri de güneşi görmediği zaman başını yere eğer için için ağlarlardı, güneşe aşıktılar, güneşe hasrettirler. Sabah gün doğumu ile birlikte onlar için bayram olurdu. Hepsi başını güneşe çevirir, çiçeklerine canlılık gelir, ışıl ışıl parlarlardı. Akşam olup da güneş batmaya başladığında yine o hüzünlü hallerine dönerlerdi, karanlıktan hiç hoşlanmazlardı. Gülenay ve arkadaşları boynu bükük odalarının yolunu tuttular.
Sayfa 18 - Dağlar Kızı Gülenay ÖğretmenKitabı okudu
Doğasever, mesleği ve öğrenci tutkunu, evine ve ailesine aşık idealist bir öğretmenin yaşam hikayesini konu alan bir kitap. Gerçek hayat gibi, film gibi anlatılmış. Kitap okuyucuyu içine alıp hapsediyor. Betimlemeleri, akıcılığı harika. Özellikle Ulubey Kanyonu anlatım ve benzetmeleri beni büyüledi. Kitabın baş karakteri Gülenay Öğretmen'in hırsına, inatçılığına, görev aşkına hayran oldum. İyi ki ülkemde böyle öğtetmenler var. Keşke sonu böyle bitmeseydi.