İremnur Aydın

İremnur Aydın
@_iremnur
İstanbul
13 reader point
Joined on September 2019
Sabitlenmiş gönderi
Televizyon alıcısı ‘gerçektir’. Anlıktır, boyutu vardır. Sana ne düşüneceğini söyler, bangır bangır kafana sokar. O haklı olmalıdır. Öyle haklı görünür ki. Vardığı sonuçları sana peş peşe söyler ki zihnin itiraz etmeye, ‘Ne saçma!’ demeye vakti olmaz.
Sayfa 106 - İthaki yayınları, Faber
Reklam
Her şeyi bilirmiş gibi görüinmekten, bilgiçlik taslamaktan da çok hoşlanırdı zaten. Ee, büyük sehirde yaşıyordu ya! Ama ne gerek vardı böbürlenmesine, kibirlenmesine? Olduğu gibi görünmeliydi insan.
Sayfa 27 - Yedigey, Sabitcan için diyor
"Ne biçim insanlar bunlar"
Eğer ölümün onlar için hiçbir önemi yoksa, yaşamanın da yoktur. Öyleyse niçin ve nasıl yaşıyor bu insanlar?
Sayfa 35 - Yedigey

Reader Follow Recommendations

See All
Merhamet
Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur... Artik gidelim mi?
Sayfa 100 - Maria
"Ne o, çapkınliktan mı geliyorsun?" dedi. İnsanlar birbirlerini ne kadar iyi anlıyorlardı... Ben bu hâlimle kalkıp başka bir insanın kafasının içini tahlil etmek, onun düz veya karışık ruhunu görmek istiyordum. Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir! Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafi hakkında söz söylemekten kaçtığımız hâlde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatıyla öteye geçiveriyoruz?
Sayfa 35
Reklam
..."Biraz önce karınızla görüştüm. O artık burada değil. Öğrenci onu sorgu yargıcının yanına taşıdı.” "Bakınız,” dedi mübaşir "onu hep benden alıyorlar. Oysa bugün pazar ve hiçbir işim yok, fakat sadece beni buradan uzaklaştırmak için işe yaramaz bir mesajı iletmek için gönderiyorlar. Ve üstelik çok da uzağa göndermedikleri için, acele edersem zamanında burada olacağımı ümit ediyorum. Dolayısıyla var gücümle koşuyorum, gönderildiğim dairede kapı aralığından vermem gereken mesajı bağırarak veriyorum, fakat koştuğum için nefes nefese kalmış oluyorum, bu nedenle söylediklerim tam anlaşılmıyor, geri dönüyorum, fakat öğrenci benden hızlı davranıyor, onun yolu daha kısa, sadece merdivenlerden aşağıya koşması yeterli. Böyle bağımlı olmasaydım öğrenciyi çoktan duvara yapıştırırdım. Buraya, şu kâğıdın olduğu yere. Bunun hayalini kuruyorum hep. Şurada, yerden biraz yüksekte, yere yapışmış bir halde, kollarını iki yana açmış, parmakları gerilmiş, çarpık bacakları kıvrılmış ve etrafı kan içinde. Şimdiye kadar bu sadece bir hayaldi.” "Başka bir çözüm yok mu?" diye sordu K, gülümseyerek. "Benim bildiğim bir şey yok,” dedi mübaşir. "Ve şimdi her şey daha da kötü, şimdiye kadar onu kendisi için götürüyordu, şimdi ise çoktandır tahmin ettiğim gibi sorgu yargıcına götürüyor” ...
Sayfa 58
"Yaşamım ne kadar da değersizmiş,” diye düşünüyordu. "Eskiden kesin gözüyle baktıklarım artık şüpheyle dolu; yaptığım her şey anlamını yitirdi. Belki de, bu gizemli ülkede hiçbir bilgi eksik olmayacak, kimse onursuz bir iş yapmayacak ve sonunda hayatın anlamı ortaya çıkacak. Beni bu muhteşem, bilinmeyen, korkutucu yerin kapısına kim getirdi? Kalbim neden böyle titriyor? Neden yürümek istediğimde bacaklarım beni taşıyamıyor?”
Sayfa 169
İremnur Aydın tekrar paylaştı.
"Şu kalbinizi saran gururu ve kendini üstün görmeyi bir kenara bırakın da tüm insanlara samimi bir alçak gönüllülükle yaklaşın. Bunu başardığınızda göreceksiniz ki sevginiz, bütün kusurları ve kötülükleri yok edecek."
110 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.