Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Sabahattin Ali'nin bu kitabı eşi Aliye Hanım ve kızı Filiz Hanım'a yazdığı mektuplardan oluşuyor. Nişanlılık, evlilik ve babalık süreçlerini görüyoruz daha çok. Ve mektuplar tek taraflı sadece Sabahattin Ali tarafından yazılanlar var. Ama içindeki sözler, ithaflar ve hitaplar o kadar anlamlı ve güzeldi ki... Tek kelimeyle muhteşemdi diyebilirim. Okunmalı.
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,4bin okunma
Orkun'un Yayın Macerası ve Sonu: Orkun'da hiç aksamayan iki köşe vardı: "Orkun'dan Sesler" ve "Türkiye'nin Köy ve Kasabaları". Bunlardan birincisinde haftanın bazı haberleri çok defa mizahi bir üslupla ele alınıyor ve ayrıca 1944'e ait güldürücü hatıralara yer veriliyordu. Diğerinde çeşitli şehir,
Reklam
"Namuslu bir saatte, böyle derlerdi Çaykara'da, yataktan çıktım. Gölün etrafında yürüdüm bir süre. Onca zaman sonra sigara çekti canım, tuttum kendimi. Ama işin özü... İstanbul'a dönmeye hazır değildim. Bahar'sızlığa, Beyoğlu'na, Kadıköy'e Bahar'ı anımsatacak herhangi bir şeye hazır değildim. En iyisi İskeçe'ye gitmekti; Bahar'ın ayak basmadığı topraklara. Ama oraya gidersem Bahar'la yaşayamadıklarımın gölgesi üzerimde olur muydu, olmaz mıydı, bilmiyordum. Ah Bahar... Acaba senin aklına da geliyor muydu cebimizde boşu boş kalan taşlar?"
Sayfa 248 - Pukka Yayınları, OzanKitabı okuyor
"Bir şeyler yedin mi?" diye sordu Kumru. "Hayır, sen yemişsindir umarım." "Seni bekledim.'' dedi Kumru, "Ne istersin, ne yiyelim?" Uraz başını kaldırıp caddeye söylece bir bakıverdi ve düşüncesizce konuştu. "Kumru." dedi. Kumru başını çevirip şaşkınlıkla Uraz'a baktı. "Efendim?" dedi. "Kumru," diye tekrar etti Uraz dalgınlıkla yürümeye devam ederken, "Kumru yiyebilirim ben." Tam o an kurduğu cümlenin içindeki kelime oyunu kafasına dank etti ve kendisini tutamayıp gülerek Kumru'ya döndü. Kumru da kendisini tutamadı ve gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmak zorunda kaldı. "Özür dilerim!" dedi Uraz gülerek, "Yemin ederim ismini düşünerek söylemedim! Şuradaki kafenin önündeki tabelayı okudum. "Ayvalık Tostu ve Kumru" yazısını görünce canım kumru çekti. Öyle söyleyiverdim.'' "Peki!" dedi Kumru, "O zaman ben Ayvalık tostu yerim, sen de kumru mu yiyeceksin?" "Sana ayıp olmayacaksa evet." dedi Uraz. Gülüşerek yolun karşısına geçtiler. "Bir de çay içelim,'' diyordu Kumru kafeye doğru yürürken, "Canım o kadar çay çekti ki!"
568 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Kralların Yolu ikinci kısımda artık dünyası Roshar'a ve karakterlere alışmaya başlamışken olaylar daha hızlı gelişip birbirine bağlanıyor. Kaladin ve kardeşine geçmişte ne olduğunu, Kaladin'in neye dönüşüyor olduğunu, Dalinar'ın görüleriyle ilgili attığı adımların (ki bu süreçte Dalinar ve Adolin'i çok sevdim) ve Shallan'ın planının sonuçlarını, en sonunda da Jasnah'ın neyin peşinde olduğunu öğreniyoruz. Ve daha neler neler. Hatta canım yazarım tüm bu hengamede Dalinar ve Navani'nin ilişkisini bile muazzam ilerletti. Pek çok olay olsa da çok sakin bir anlatımı vardı. Bu da tehdidin boyutunu arttırıyor. Çünkü birden okuyucu olarak herkesin her şeyden bihaber yaşadığını fark ediyorsunuz. Tüm karakterler yapbozun bir parçasını elinde tutuyor. Peki yapboz birleştiğinde ne ile karşı karşıya kalacaklar? Kitabın sonunda bu sorunun cevabına dair minnacık bir kırıntı bile heyecanla nefesimi kesmeye yetti.
Kralların Yolu 2. Cilt
Kralların Yolu 2. CiltBrandon Sanderson · Akılçelen Kitaplar · 2021128 okunma
280 syf.
10/10 puan verdi
Düşerken tutunduğunu bırakamazsın, unutamazsın, vazgeçemezsin..
Allah kimseyi düşürmesin diyelim öncelikle. Ama Düşersek de tutunduğumuz yürekler İnşaAllah hep vefâlı, vicdanlı, merhametli olur. Esselâmu aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berekâtûhû .. بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم Her ne kadar dini kitap olmasa da düstur üzere böyle başlıyoruz yorumlara hep. Çizgimizi bozmayalım.. ☻ En
Düşerken
DüşerkenTarık Tufan · Doğan Kitap · 20226,2bin okunma
Reklam
ötüken yayınlarının %50 indirimli kitap kampanyasından daha fazla kitap alayım diye iddaa oynadım, kupon yattı.. sonra bir daha oynadım, kupon bir daha yattı.. üzerine bir daha oynadım, bir daha yattı.. ben de bu olanlara kızıp gittim votka, meyve suyu, bira, çerez, çitos.. aldım.. bi' yanım; 'dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oldun.' derken, diğer yanım; 'boş ver, yarın iddaadan zararı kapatırsın.' diyor.. ben de birbirine bu şekil konuşan her iki tarafımı içerek dinliyorum.. ilber ortaylı beni görse
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
kitabını bambaşka bir içerikle yazıp kitabının adını da
Bir Ömür Nasıl Boşa Harcanır
Bir Ömür Nasıl Boşa Harcanır
falan koyardı zaar.. son olarak az önce tekelde bir abi; ''awk
Ali Erbaş
Ali Erbaş
ın audisine laf yaptınız, bakın n'oldu? önce yeni rakıya sonra efe rakıya zam geldi, lan olum
Ali Erbaş
Ali Erbaş
a değil önce tarikat, cemaatlere yüklenin, nakit avans çekerek rakı alıyoruz sizin yüzünüzden..'' dedi.. ben de ona raftan lays fırından alırken; ''abi haklısın, bundan sonra dikkat ederiz..'' dedim.. awk hayatına bak ya prille, cifle yıkanmış gibi pırıl pırıl.. ya da mintaxla canım mintaxla.. lol.
Atsız başlangıçta dergiyle fiilen de meşgul oluyor ve yoruluyordu. 01 Ekim 1950'de Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta “Bu Orkun dergisi böyle giderse benim imanımı gevretecek. Bir tashîh memuru tuttuk ama daha iş kıvamına girmedi." demektedir (Hacaloğlu 2013: 43). Yine Yılanlıoğlu'na yazdığı 11 Ocak 1951 tarihli bir mektubunda ise
İbrahim Havvas (rahimehullahu) anlatıyor; "Bir gün Likâm Dağı'nda idim. Bir nar ağacı gördüm, canım çekti. Ondan bir nar kopararak yardım, ekşiymis, elimden attım ve yoluma devam ettim. Az ileride birini gördüm, yere serilmiş ve üzerine arılar üşüşmüştü. Adam'a selâm verince; "Aleykümselâm, ya İbrahim!" diye cevap verdi. "Beni nereden tanıyorsun?" diye sordum. "Allah'ı tanıyanlara hiçbir șey saklı değildir." karşılığını verdi. Ona; "Anlaşılan Allah ile münasebetin var, șu arılardan seni kurtarmasını O'ndan istesene." diye takıldım. Bana șu cevabı verdi; "Ben de senin Allah ile münasebetin olduğunu sanıyordum. Asıl kendin, nar düşkünlüğünden seni kurtarmasını istesene! Nar düşkünlüğünün acısını insan âhirette çeker, oysa arı sokmasının acısı dünyadadır. Öte yandan arı sokması vücudu incittiği hâlde azgın arzular, iğnelerini kalbe batırırlar."
Canım
"Seni Şeytan'a havale ediyorum!"
Can yayınları, Mayıs ~2023
Reklam
ÖLÜM REHBERİ DEFTERİ
Beynim bulanmış, Yıkılmış ahım. Dağlarım da bembeyaz kireçlerim, Tutuşmuş fikirlerim. Aklım karışmış, Yine sardım durdum başa. Kurtuluşu yok mu gibi?
104 syf.
·
Puan vermedi
Yalnızlığın Yansıması
Yalnızlığın Yansıması
Fikret Dağlı
Fikret Dağlı
Orta gelirinin üstünde sayılabilecek bir gelire sahip ailenin,tek çocuğu olarak dünyaya gelen Adem in babası bürokrat,annesi üniversitede Tarih bölümünde Profesördü. Yaşadığı şehir sakin ve elit sayılabilecek bir mahalleydi.Parmakla gösterilen,başarılı bir öğrenci olduğu icin üniversiteside Hukuk bölümünü kazanmıştı. Edebiyat
Yalnızlığın Yansıması
Yalnızlığın YansımasıFikret Dağlı · Salon Yayınları · 202420 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.