Sarı Saltuk'un ismi de tartışma konusu olmuştur. "Saltıknâme"de Sarı Saltuk'un bu adı almadan önceki ismi Şerif Hızır olarak geçmektedir. "Saltıknâme"de, Saltuk isminin Farsça olduğu, katı ve kutlu anlamlarına geldiği ifade edilmektedir.¹⁵ Kemal Yüce, sözcüğün Farsçada bu anlama gelmemesinden hareketle
Sayfa 124 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, İkinci Bölüm, VELİ YA DA DELİ: MUVELLEH DERVİŞLER, KALENDERİLER, Sarı Saltuk
Uydurulan Din ve Kur'an'daki Din!
Akıllarını çalıştırmadan toplumdaki çoğunluğa, törelere, geleneklere, kabullere göre din oluşturanların hatalı olduğunu Kuran'dan anlıyoruz. Kuran'a göre Allah'ın nimeti olan akıl, evrenle ve evren ile hayatı değerlendirmede rehberlik eden Allah'ın kitabıyla mükemmel bir uyum içindedir. Bu uyumun bir parçası olan aklın dinle çeliştiğini söylemek, aklı bir kenara atıp dini anlamaya kalkmak, aklı çalıştırmada değil aklı kullanmamada erdem aramak, dine akılsızca uygulamaları sokanların ve din düşmanlarının tezidir.
Reklam
Platon'a göre insan bedeni üç kısımdan oluşmuştur: kafa, göğüs ve karnın altı.Akıl kafaya, irade göğüse, haz ve arzu ise karnın altına aittir.Ayrıca bu yetilere denk düşen birer ideal ya da erdem söz konusudur.Akıl bilgelik peşinde koşmalı, irade cesaret göstermeli ve arzu da gemlenmelidir ki, insan ölçülü olabilsin.
Sayfa 105 - Pan YayıncılıkKitabı okuyacak
Erdem bir tür orta olmadır; ortayı amaç edinir.
Platon'a göre insan bedeni üç kısımdan oluşmuştur: kafa, göğüs ve karnın altı. Bunların her biri ruhsal bir yetiye karşılık gelir. Akıl kafaya, irade göğüse, haz ve arzu ise karnın altına aittir. Ayrıca bu yetilere denk düşen bir ideal ya da erdem söz konusudur. Akıl bilgelik peşinde koşmalı, irade cesaret göstermeli ve arzu da gemlenmelidir ki, insan ölçülü olabilsin.
Sayfa 105Kitabı okudu
Dinin hayatımızdaki işlevselliği üzerine
Jung'a göre din, bireysel ve toplumsal sağlık açısından büyük önem arz eder. Çünkü din insan hayatına anlam ve yön belirler. Modern zamanlarda insanın yaşadığı sendromlara cevap verir. İnsanın yabancılaşmasını engeller. Sosyal bir varlık olarak insan toplumla bağı olmadan yaşayamadığı gibi dış faktörlerin yıkıcı etkisini azaltabilen dünya ötesi bir prensip olmadan da varoluşu, spritüel ve ahlaki özerkliği için gerçek bir neden bulamaz. Tanrıya bağlanmayan bir birey, dünyanın fiziksel ve ahlaki kışkırtıcılığına kendi kaynakları ile direnemez. Böyle bir ortamda din zor zamanlarda sığınılacak bir "güven kapısı" işlevi görür. Jung'a göre insanın sorumluluğunun anlam kazanması açısından da dinin önemli bir fonksiyonu vardır. Dinin yokluğunda bireyin Tanrıya karşı sorumluluğu geleneksel bir erdem olmaktan öteye gitmez.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.