Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
VAKUR abanoz melek: Ey ulu huzur. Suskun bilmez erimek hiç yangınlarında tövbekar avuçların. Yalaz yalaz yakarılan! Yakaranların senin gibi: mağrur. Sen ey taş olan, ey bakışların üzerinde başlayan kıra!, sev kendine bir soy, ona adil görüneceğin, ağır başlı dev. Bütün bitkinlere, ey sen korku üfüren, biri daha büyük senden: gölgen.
Zamanın eli, abanoz renkli bir oymacının eli gibi küçük keskisiyle dolaşır üstümde, bir çocuk yapar, bir delikanlı yapar, bir ihtiyar yapar; her seferinde biraz daha azalarak şekilden şekile girerim ve vahşi ve kaprisli bir eldeki bir dal parçası gibi her şekil değiştirdiğimde ayaklarımın dibinde hatıra denen, bana hem çok yakın hem çok uzak, hem çok bildik hem çok yabancı, esrarlı ve kımıldak bir toz yığını birikir. Ve hatıralar çoğaldıkça ben eksilirim.
Reklam
Ve sonuncunun ölümüyle birlikte abanoz saatin hayatı da tükendi... Ve sehpalarda yanan ateşler söndü.. Ve Karanlık ve Çürüme ve "Kızıl Ölüm", herşeyi sonsuz egemenliğine aldı...
Sayfa 217
Aslında her şey, gerçekte o kadar zengin olmadıkları halde zenginlere benzemek isteyen, bu yüzden de ancak birbirlerine benzeyebilen insanlarınki gibiydi: Ağır Şam ipeklileriyle kaplı abanoz ağacından möbleler, çiçekler, halılar, bronzlar, koyu renk ve ışıltı...
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Of Züleyha! Züleyha ... Bu esmer, çatık kaşlı, abanoz karası gür saçlı, daima gözlerinden iki sevda damlası akacak gibi sulu bakışlı, iriyarı bir kızdı.
Sayfa 10 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
336 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Değişik bir kitaptı. Bu yazar her şeyi yarım birakiyor ya da yarım birakilmis hissi ile hikaye sonunda siz kalakaliyorsunuz diyelim. Bu kitabında birden fazla hikaye var. İlk hikaye abanoz kule dikkat çekici ve ben ilk bakarken kitaba, kitapta tek bir olay örgüsünün olduğunu düşünmüstum. İlk hikaye çok sarmıyor ama yazarın dili güzel ve olaylardan çok olayların yasandigi ya da daha doğrusu hikayenin anlatıldığı yer dikkat çekici. Yeşilin mavinin bir arada olduğu medeniyetten uzak ve dingin bir yer. Olay örgüsü zaten çok iç açıcı ve sürükleyici değil. Eliuc isimli hikaye eski dönem prenses hikayeleri gibi ve o da sarsıcı ya da sürükleyici değildi. Üçüncü hikaye zavallı Koko idi ve bence konusu iyiydi. Misafir olduğunuz ve evde sizden baska kimsenin olmadigi medeniyetten uzak bir yerdeki eve hırsız girerse ne olur düşüncesi ile yazilmis. Bu olay örgüsün deki dil de çok sürükleyiciydi. Sonu biraz vasat bitse de güzeldi. Sonraki hikaye muamma idi ve ben bu hikayeyi ve anlatilisini çok beğendim. Sonunun belirsizliği, yazarın hikayenin nasıl olduğunu ve nasıl bittiğini bilmediği düşüncesinin aktarilmasi bile güzeldi. En son bulut vardı. Bu hikayeyi pek sevmedim. Çok belirsizdi her şey, kızın garip tavırları beni bunalttı. Ama genel olarak kitap idare ederdi. Tabi yazarın okuduğum diğer kitaplarına göre biraz vasatti, ama bu yazarı sevdiğim için okumadığım eserlerini de okumayı hala düşünüyorum. O yüzden teşekkürler fowles, hoş geldin yeni kitap
Abanoz Kule
Abanoz KuleJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 2008159 okunma
Reklam
"Bu tür bir acı asla geçmez. Yalnızca senin o acıyla yaşamayı öğrenmen gerekir. Bu acıyla daha da güçlenmen gerekir."
"Sihire sahip olanlar, insanlara asla dokunmamalıdır.."
Ren kitapKitabı okudu
''Bak evlat. Ben resim yapmak adına resim yaptım. Hem de hayatım boyunca. Senin gibi cin fikirlilere gösteriş yapsınlar diye fırsat vermek için değil. Sıçmak gibi, değil mi? Yok neden yapıyormuşum. Yok nasıl yapıyormuşum. Bok kıçına gelip dayandı mı, sıçmazsan geberirsin. Fikirlerimin nereden geldiği beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Hiç ilgilendirmedi. Bir yerden geliyor işte. O kadar. Nasıl başladığını da söyleyemem. Neyin nesi bilemem. Bilmekte istemem.''
David kısa bir şey olacağını düşünmüştü. Ama dudakları birleşip bedenini hissettiğinde ve kızın kolları onu sardığında kısa olmasından ümit kesilmişti. Az sonra her türlü umudu kaybetmiş erotizme teslim olmuştu. Hem fiziksel hem de duygusal anlamda arzulamıştı ve kendisi de her iki anlamda karşısındakini arzuluyordu. Kapıya yaslandılar, kızın bedeni onunkine yaslanmıştı, Kalçalarının ve dilinin baskısını hissediyor, ima edileni anlıyor, direnemiyordu David. Bunu sonlandıran yine kız oldu; aniden dudaklarını çekip başını David'in omzuna gömdü. bedenleri birbirine yapışmış duruyordu. Kızın başına bir öpücük kondurdu. Bir süre sessiz, öylece kaldılar; belki bir dakika kadar. David bir iki kez kızın başını okşadı; geceye ve ağaçlara dikti bakışlarını. Orada kendisini gördü, ayakta duran başka biri, başka bir hayatta. Sonunda kız yavaşça uzaklaştı ve sırtı David'e dönük, başı öne eğik bahçe kapısına yaslandı. David kolunu kızın omzuna sardı ve onu hafifçe kendisine çekip tekrar öptü.
979 öğeden 641 ile 650 arasındakiler gösteriliyor.