Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İslâmda ruhban sınıfı yok. Herkes doğrudan Allah'ın kulu ve yeryüzündeki halifesidir. Allah indinde bir amirle memur arasında fark yoktur. Ehliyet sahiplerinin ehliyetlerine, insanların kendilerine yetki verdiği amirlere meşruiyet çerçevesinde uymak gerekir. Yoksa masiyette itaat yoktur.
Sayfa 70
Türbeleri ziyaret gericilikti. En büyük anıt mezarı onun için yapıp mezar ziyaretini devlet töreni haline getirdiler!
Reklam
Bazen Allah kafirlerin eli ile de İslâm'a hizmet ettirir.
Sayfa 67
Türkün müslümanı da Atatürkçülüğe göre bir din anlayışına sahip olacaktır. Asıl belirleyici, alameti farika olan şey Kemalist olmaktır. Din bu zeminde varolabilir. Bu temel ilke ve prensiplerin dışında kalan din "İrtica"dır.
Sayfa 55
Kalplerinin temiz olduğunu sanıyorlar, Ama şeytan kalplerine yuva yapmıştır..
Sayfa 51
"Muhsinlerden miyiz?" diye bir nefis muhasebesi yapalım bakalım..
Tesbih çekmeyi dua etmeyi, Allah'tan dünya ve ahiret saadeti istemeyi iyi öğrendikte, bunlar için bedel ödemeye hiçte hazır değiliz herhalde.. Hemencecik herşey olup bitiversin istiyoruz. Oysa güzel şeylere sahip olmak için büyük bedeller ödemek zorundayız.. Biz galiba bizden öncekilerin başına gelenlerin bizim başımıza gelmeden cennete girivereceğimizi sanıyoruz.
Sayfa 48
Reklam
Sahi bugün cami diye bir yer var mı? Neydi cami?.. -Cem olunan yer..
Sayfa 47
Şüphe yok ki, insanlar ancak akılları kadar iman edecek ve akılları kadar amel işleyecekler.. Aklımızı geliştirmenin yolu da bilmek, sezmek ve düşünmek olacaktır.. Bu dünya hakkında ne kadar bilgi sahibi olursak, Kur'anı o kadar iyi anlamamız, Kur'anı ne kadar iyi anlarsak, eşya ile ilişkimizi ve eşyanın yaratılmışlık sırrını o kadar iyi anlamamız mümkündür.
Sayfa 43
Müslümanlar yaptıklarından, yapması gerekirken yapmadıklarından; söylediklerinden ve söylemesi gerekirken söylemediklerinden, herşeyden hesaba çekileceklerdir. Onlar Allah'ın gören gözü işiten kulağı, tutan eli olmak durumundadırlar. Hiç bir Müslüman dünyada olup biten şeyleri görmemezlikten duymamazlıktan, bilmemezlikten gelme hakkına sahip değildir.
Sayfa 41
Yenilgimiz düşmanın hilelerinin güçlülüğünde değil, bizim imanımızın zayıflığı ile ilgilidir. Çünkü şeytanın gücü müttaki kulların inançları karşısında etkisizdir.
Sayfa 41
Reklam
Müslümanlar bir olsa tükürükleriyle bile yok eder israili ama işte..
Her Müslüman bir bardak su dökse İsrail'i sel alır ve bizler, bardaklarımızı kan ve gözyaşlarımızla bile doldurabiliriz.
Sayfa 40
Belki de Amerika'nın, İsrail'in varlığı, imanî sorumluluğunu terkeden insanları tedib için gönderilmiş bir musibet olarak açıklanabilir.. Onların varlıkları, imtihan için gereklidir ve biz onlarla savaşarak kendi sorumluluğumuzun idrakine varacağız. Karanlığa küfretmeyi bırakıp, kalkıp bir mum yapmak ve yakmak belki de bu gibi durumlarda en iyisi olacaktır.
Sayfa 40
Karanlık aydınlığın yokluğudur. Eğer biz ışık üretseydik, şüphesiz zulmet sona erecekti. Karanlık, şeytanın varlığının eseri değil, ışığın yokluğunun sonucudur. Hak gelince batıl zail olacaktır.. Işık gelince karanlık bitecektir. Allahın yardım elini kendi ellerimizin üzerine alarak çağı çevirebiliriz biz.
Sayfa 39
Yahudiyi bir ölçüde güçlü yapan şey de, insanların onu gözlerinde çok büyütmeleri, onu çok güçlü zannetmeleri.. Her yerde, her zaman, her şeyde o var...
Sayfa 39
İlk kıblemiz Kudüs'ün işgaline bile son verecek iradeyi ortaya koyamayan bir haccın temsil ettiği ruhani atmosferinin kemalatından ciddi olarak şüphe etmek gerekir.
Sayfa 37
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.