Göbeklitepe'de bulunan figürlerin birisi, binlerce kilometre uzaklıktaki Avustralya Aborjin yerlilerinin korunmak için vücutlarına yaptıkları figürle aynıdır
Şair, şiirinde: “Neden eve dönmekten ibarettir hayat?” diye soruyor. Bir Aborjin atasözünde cevabına rastladım: “Biz bu zamana ve yere misafiriz. Geçip gidiyoruz. Amacımız; gözlemek, öğrenmek, büyümek, sevmek ve sonra eve geri dönmek.” Biz bu zamanın içinde evini arayan yolcuyuz.
Şair, şiirinde: “Neden eve dönmekten ibarettir hayat?” diye sormuş. Bir Aborjin atasözünde cevabına rastladım: “Biz bu zamana ve yere misafiriz. Geçip gidiyoruz. Amacımız; gözlemek, öğrenmek, büyümek, sevmek ve sonra eve geri dönmek.” Biz, bu zamanın içinde evini arayan yolcuyuz
Sadece, "Tanrılar, insanların her yaptığını hatırlar," diyordu. Öyleydi cidden. insanlar dahi insanların yaptıklarını hatırlıyorlardı. Beş yüzyıl önce, Dünya'nın medeni insanları-bir çoğu Avrupa'nın suçlularından oluşuyordu-bu kıtaya ayak basmış ve ormanlardaki Aborjin halkını avlamaya başlamıştı. llerleyen günlerde, avladıklarının erkek ve kadınlar olduğunu, hayvan avlamadıklarını anladıklarında dahi, katliam devam etmişti. Aborjin halkı bu geniş topraklarda on binlerce yıldır yaşıyordu. Beyaz adam geldiği vakit yerli halkın nüfusu yarım milyonu aşkınken, bu sayı kısa zaman içinde hayatını kurtarmak için çorak batı çöllerinde yaşamaya çalışan otuz bin mülteciye dönüşmüştü.
Sayfa 248Kitabı okudu
Aborjin Duası...
-Seni ayakta tutmaya yetecek kadar güzelliklerle dolu bir yaşam sürmeni dilerim.
-Aydınlık bir bakış açısına sahip olmana yetecek kadar güneş diliyorum.
-Güneşi daha çok sevmene yetecek kadar yağmur diliyorum.
-Ruhunu canlı tutmaya yetecek kadar mutluluk diliyorum.
-Yaşamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüş gibi algılanmasına yetecek kadar acı diliyorum.
-İsteklerini tatmin etmeye yetecek kadar kazanç diliyorum.
-Sahip olduğun her şeyi takdir etmene yetecek kadar kayıp diliyorum.
-Son elvedayı atlatmana yetecek kadar merhaba diliyorum.
Sayfa 82Kitabı okudu
Avustralya hükümeti yaklaşık 200 yıl sonra 2008 yılında işlenen tüm insanlık suçları ve Aborjin katliamı için dönemin Başbakanı Kevin Rudd aracılığı ile özür diledi.
Sayfa 81Kitabı okudu
Daha Batılılarla ilk karşılaşmalarında binlerce Aborjin, sömürgecilerin getirdiği hastalıklara karşı hiçbir bağışıklıkları olmadığından tıpkı Kızılderililerin çiçek virüsüyle öldüğü gibi toplu olarak can verdi.
Sayfa 72Kitabı okudu
Avustralya'yı sömürgeleştiren beyaz adam, çok az zaman sonra katletmeye başlayacağı adanın gerçek sahibi olan bu yerlilere Aborjin (Aborigene) adını verdi. Latince kökenli olan Aborjin kelimesi "başlangıçtan beri" anlamına gelir.
Sayfa 71Kitabı okudu
İngilizler,Aborjinlerle bütün köprüleri atmışlar ama yolları çöle düştüğünde de şaşıp kalmışlar.El koydukları ülkenin doğusundan batısına kuzeyinden güneyine nasıl gidip gelsinler ? Aborjin saldırılarından nasıl korunsunlar ? İngilizler,Sultan İkinci Abdülhamid Han'a başvurarak yardım istemişler.Abdülhamid Han da Afganistan'da yaşayan
Hepimiz, bu zamanda ve mekânda ziyaretçiyiz. Yalnızca geçip gitmekteyiz. Buradaki amacımız gözlemek, öğrenmek, gelişmek ve sevmektir. Sonra yuvaya döneceğiz."
~Aborjin öğretisi ~
Sayfa 27Kitabı okudu
Cook ve Avustralya
Avustralya kırk bin yıldan uzun bir süredir meskûndur. 18. yüzyıla gelindiğinde yüzlerce dili, gelişmiş dinî inançları ve günümüze ulaşan resim gelenekleri olan Aborjin nüfusu bir milyonu bulmuştu. 1605'te Hollanda Doğu Hint Adaları valisi Willem Janszoon yeni bir kıta keşfettiğinin farkında olmadan batı kıyısına adım attı.
İngiliz kaptan James Cook (1728-70) o dönem henüz keşfedilmemiş Pasifik'e üç seyahet düzenledi. Seferlerinde çok sayıda bilimsel veri topladı. 1770'te bir zamanlar sadece teoride var olduğu sanılan Terra Australis'e adım attı, sahilin haritasını çıkarttı ve oraya Botany Körfezi adını verdi. Yaklaşık 18 yıl sonra, Virginia mahkûmların yerleşim yeri olmaktan çıkınca, Britanya hemen hemen aynı noktada Sidney ceza kolonisini kurdu. Yerli nüfus korkunç muamelelere maruz kaldı.
Sayfa 224 - Kronik KitapKitabı okudu
