Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
·
Puan vermedi
Bloğumdan alıntılama yapıyorum. Spoi içerir. Dün akşam dolmuşla eve dönerken okumaya başladığım ve akşam yemekten sonra okumaya devam ettiğim, bu sabahta bitirdiğim bir kitaptı. Konusu ilgimi oldukça çekince okumaktan kendimi alamadım. Dünyanın %70’ini kaplayan okyanusları keşfetmeye aracı olan ve merakı olmayana bile merak uyandıran yazarımız,
Bazen Nasıl anlattığın Ne anlattığından önemlidir
Çoğu zaman ne anlattığımızdan çok Nasıl anlattığımız daha dikkat çekici, daha kıymetli olabiliyor dolayısıyla Diksiyon,beden dili ve hitabet başlıklarının üzerine gidilmesi gereken birer konu olduğu son derece aşikâr.
Doğuştan birer spiker olarak doğmuyoruz, belki doğuştan gelen bir takım konuşma güçlüklerimiz var, fakat ne kadar doğuştan gelen
Güçlü İletişimin Sırları Diksiyon Beden Dili ve HitabetMehmet Çelikyay · Pozitif Yayıncılık · 202180 okunma
Güç Savaşları
Amin Maalouf deneme türünde yazdığı bu eser ile karşımıza çıkıyor. Dünya siyasetine yön veren güçleri tarihsel bağlamda ele aldığı bu eseri okuyucuyu sıkmıyor. Çok güzel bir dili var. Eserinde Maalouf; Japonya, Çin, Sovyet Rusya ve Amerika Birleşik Devletlerinin geçmişine ışık tutarak; bu devletlerin dünya gücü haline gelirken ki aşamalarını çok çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Japonya'daki Meji Restarasyonu, Gorbaçov'un yaptıkları, Çin' in kültür devrimi ve Amerikan Başkanı Abraham Lincoln'ün yaptıkları. Hepsinin ortak bir özelliği var devrim. Kokuşmuş, liyakatsiz kadroların sonu. Cehalet ve Fakirlik ile mücadele. Okunur. Tavsiye ederim.
#aminmaalouf
#labirent #okudumbitti
Esrarlı, gizemli olanı merak ederiz, bu tarz hikayeler öyküler dinlemeyi, okumayı da severiz. Bir bu dünya vardır somut olarak bir de hiç kimsenin gidip de görmediği ya da görüp de dönmediği soyut olan dünya vardır biliriz, duyarız.
Öteki dünya cennet ve cehennem olarak ikiye ayrılıyorsa bu dünya da oradaki konumumuza karar verilecek imtihana
2017 yılında yayımlanan Arafta, Georges Saunders'ın ilk ve tek romanıymış.
Yazardan daha önce, Aralığın Onu, Phil'in Dehşet Verici Kısa Saltanatı adlı öykü kitaplarını okumuştum.
Phil'in Dehşet Verici Kısa Saltanatı'nı çok sevmiş, Aralığın Onu'nu sevmemiştim.
Kısacası Saunders deneyimim olmuştu daha önce de.
Romanın
Arafta, yazarın ilk romanı ve New York Times en çok satanı olmakla beraber dünyanın en prestijli edebiyat ödüllerinden olan 2017 Man Booker ödülüne layık görülmüştür. Hatta Saunders kitabı yazma fikrini Abraham Lincoln’un ölen oğlu Willien’in naaşına çocuğun mezarında sarıldığını öğrenince bulmuş. Kitabın orijinal ismi Lincoln in the Bardo. Bardo, Tibet Budizm’inde ölümle yeniden doğum arasındaki geçiş hali demekmiş yani Araf; genel olarak akla, ölümden sonra dünya ve öteki dünya arasında kalan bir yer gelir. Roman, Amerika’nın güney ve kuzey eyaletlerinin iç savaşta olduğu 1862’de Abraham Lincoln’ın 11 yaşındaki oğlu Willie’nin yüksek ateşten ölümü üzerinden arafta kalma durumunu inceliyor. Arafta‘daki bu ruhlar neden arafta kalmışlar ve diğer tarafa geçememişler? Çünkü dünyada bırakamadıkları şeyler var, ayrılmayı kabullenemedikleri şeyler. Hatta hayaletler öldüklerinin farkında bile değiller, Rahip hariç. Tabutlarına “hasta-kutusu” diyorlar ve hikâye, Willie’nin gömüldüğü mezarlıkta geçiyor. Ve hikâyenin çoğunu arafta kalmış üç hayalet anlatıyor: Bevins, Rahip Thomas, ve Vollman. Keyifli okumalar…
Denizler Altında
1866 yılında denizlerde görüldüğü söylenen bir deniz canavarını araştırmak için sefere çıkan Abraham Lincoln gemisinde bulunan Profesör Aronnax ve sadık hizmetkarı Conseil çok geçmeden aradıkları canavarla karşılaşırlar. İkili ve aralarına yeni katılan dostları denizci Ned Land son derece şiddetli bir boğuşmadan sonra kendilerini denizin dibinde bulacaklardı. Bir ölüm kalım savaşını andıran boğuşma sonunda canavar sandıkları Kaptan Nemo idaresindeki Nautilus denizaltısından başka bir şey değildir. Verne'in eşsiz hayal gücünün eşliğinde o güne dek emsali görülmemiş deniz aracıyla birçok serüven yaşayan üçlü denizin derinliklerinin karanlık sırlarına da vakıf olacaktır.
Jules Verne'in onlarca filme hatta 1954 yılında denize indirdiği denizaltıya da ilham olacak Denizler Altında Yirmi Bin Fersah romanı Verne'i Türkiye'ye tanıtan Ahmet İhsan Tokgöz'ün tercümesiyle okuruyla buluşuyor.
Ölmek Nasıl Bir Şey?
Ölmek Nasıl Bir Şey?
George Saunders, Abraham Lincoln’ın oğlunun ölümünün ardından geceleri mezarlığa gidip mumyalanmış cesedine sarıldığını öğrenmiş ve bundan çok etkilenmiş.Deneysel bir anlatım tekniği ile kaleme aldığı bu eser bir babanın acısını yansıtmanın yanında dönemin olaylarına,Amerikan iç savaşına,köleliğe vurgular yapmakta. Tahmin edeceğiniz türden bir tarihi-siyasi roman veya biyografik roman değil.Kurgunun,hayali imgelerin ve gerçek belgelerin iç içe geçtiği tiyatral bir tat veren adeta hayaletler korosu…
Bir ölüyü mezarlığa bıraktıktan sonrasını işte o mezarlıkta kalmış,Tibet Budizmi’nde “bardo” yani geçiş hali denilen arafta sıkışan,bilinci henüz yaşayan ancak bedeni soğumuş ölülerin diyalogları anlatıyor.Duyguları,geçmiş yaşamları ve Lincoln için çabaları… Farklı,karmaşık,bağlayıcı…Okumaya değer .
Denizler Altında Her Şey
Jules Verne hayran olmamak çok güç benim için. Bilim kurgu ve gerçeklik sentezini o kadar başarılı bir şekilde oluşturuyor ki bilimsel gerçeklikten uzak değil. Tam olarak beni hayranlığa item kısmı da bu olabilir.
Kitapta koca bir serüven içinde Fransa tarihini, bilimsel bilgileri, coğrafyayı ve su altı canlıların analizlerini göreceksiniz.
Olay örgüsü tüm dünya gündemini etkileyen bir olayla başlıyor ve bunun için amiral, profesör, avcı ve deniz bilimci vb. gibi olayla ilişkili tüm uzmanlar devreye sokuluyor. Üstesinden gelinmesi ve çözülmesi imkansız bu olay, tüm gazetelere yansıyor ama bu durumu açıklayacak tek bir veri veya bir açıklama yok. Taa ki Abraham Lincoln gemisiyle bu çözülemez olayı keşfetmek için uzmanların yola çıkmasına kadar... Buradan sonrasını okuyacakların keyifli saatine bırakıyorum.
İyi okumalar.