70li yıllardaki sağ sol çatışmaları arasındaki en önemli olaylardan biri olan Bahçelievler katliamının kilit ismi Abdullah Çatlı liderliğinde yapıldığı iddia edilen solcu gençlerin öldürülmesi olayı detayları ve Haluk Kırcı, "o gece" yaşananları, Bünyamin Adanalı, yıllar süren kaçak hayatını ve yaşadığı inanılmaz olayları…
Abdullah Çatlı'nın Haluk Kırcı ve Abdi İpekçi ile olan ilişkisi…
80 darbesine giden dikenli yol, Çorum başta olmak üzere diğer illerde çıkan çatışmalar ve sonuçları …
Abdullah Çatlı kimdir neler yapmıştır ve nasıl ölmüştür.. Cenazesini kim Nevşehir’e getirmiştir…
Yeşil ile Çatlı arasındaki kavga, Kırcı ve Mehmet Ağar ilişkisi, İçişleri bakanı Hasan Fehmi Güneş'in Aynur Aydan muhabbeti sonrasında istifası da anlatılıyor. Kitabın son bölümü Mehmet Ali Ağca'nın Abdi İpekçi ve papa suikasti hakkında Türk makamlarına verdiği ifadeler, MIT raporu, Abuzer Uğurlu ve Yalçın Özbay'ın ifadesi, Ağca'nın Türkiye'ye getirilme öyküsü anlatılıyor. Bu olayları merak edenlerin mutlaka okuması gereken kitaplardan biri.
Adıyaman'da polis çevirme yapar ve kolaylık olsun diye ismi Abuzer olanlar aşağı insin der. Dolmuştaki herkes iner biri hariç. Polis sorar sen niye inmedin diye. O da der ki benim ismim Hacı Abuzer.
Din adına felsefeye karşı çıkanlar şuna dikkat etmelidir. Zira felsefe olmazsa veya daha doğru ifadeyle dinin felsefi anlaşılması olmazsa, dinin mitolojiden hiçbir farkı kalmaz. Zira metinlerin zahiri açısından dini metinlerin mitolojik metinlerden çok da fazla bir farkı yoktur. Bu yüzden İbn Rüşt; Dini yorumlama veya tevil etme hakkına sahip olanların filozoflar olduğunu iddia etmiştir. Ona göre ayette zikredilen; İlimde derinleşenlerden kasıt filozoflardır. Zira onlar hakikatin kavramsal içeriğine sahiptirler ve bu yüzden de dini metinlerdeki sembolik ifadelerin akli içeriklerini ortaya koyabilirler...!
Abuzer Diskaya
Belki o da sıkıldı kendisine biçtiği rolü oynamaktan ve 'gerçek' haline bürünmek için eve adım atmayı bekliyor. Belki de futbol dünyasının Abuzer Kadayıf'ı, Zlatan Ibrahimovic'tir.
Abuzer Uğurlu "kendi sistemi" olan bir kaçakçıydı. Hücreler halinde çalışırdı. Bir hücre diğerini tanımazdı. Zaten bu nedenle Abuzer Uğurlunun kaçakçılık yaptığı kolay kolay ispat edilemiyordu.
Kitap, hem kurgu hem biçem açısından kayda değer bir kitap. Toplum'un menfaat uğruna girdiği yapay roller ve bu rollere müthiş inanmışlık... Bunu sorgulayan Hayri İrdal'ın boşlukta yer yer arayışları fakat tekrar yapay rolüne geri dönmesi. Kim bilir biz hangi toplumsal yalanda, hangi yapay rolü sahiplendik diye insan sormadan edemiyor okuma sürecinde.
Dişe dokunur bir işlevi olmasa da bazı kurumların, nasıl da harikulade bir varolma, iaşeyi devam ettirme yerine döndüğü ironik bir şekilde işlenmiş kitapta. Kitabın yarısından itibaren işler değişiyor. Bambaşka bir hâl alan olay örgüsü, okuyucuyu yer yer güldürüp yer yer düşündürüyor.
Kitap bana Abuzer Kadayıf filmini hatırlattı. Filmde bir gazino sahnesi vardı. Gazinoda şarkı söyleyen profesör, eğlendirdiği topluluğa,
"Çer çöp toplama derneğinin muhterem çöpçüleri! Uyuyor musunuz! Hele eğlenin biraz yav, kendinize gelin! " diyordu.
Film:
-Yeter be, yeter! halk böyle istiyor diye ben böyle yapmayacağım yapamayacağım, anlıyor musun?
diyerek bir yüzleşme içine giren profesörün, ironik tiradıyla sona ermişti.
Velhasılı bu kitap bir film olsaydı, Abuzer Kadayıf;
bir cümle olsaydı da
"Güleriz ağlanacak halimize" olurdu.
Okuyacak olanlara iyi serencamlar..
Mutluluk, kendin ve başkaları için doğru bildiğin yolda bazen rüzgarı arkana alarak, bazen de rüzgara karşı önüne çıkan engelleri bir bir aşarak ilerlemektir.
"Neredesin güneş
Neredesin ışık
Neredesin beyaz martı
Neredesin ey insanlık?
Bir başkası da bunun hemen altına cevap yazmıştı:
Güneş ve ışığı başka yerde arama
Onlar bizim içimizde. "