Hayat yolculuğumuz: bir otobüs yolculuğu gibi. Kısa, dar ve engebeli; seyir, tahlil, aksilik: her şey olabilir. Duraklar, bazen sürprizler. Gelip geçici insanlar. Bu yolculukta hepimiz birer acemi yolcuyuz.
Mağara, yolculuğumuzun uğrak yerlerinden biridir. İçimizdeki mağaraya da çekiliriz diyor yazar: "kimi zaman yolculuğumuzda bir remz olarak yer tutar, kimizaman bir istiare olarak kullanılır, kimizaman da doğrudan kendisi olarak karşımıza çıkar." Bu karmaşık ve yorucu yolculukta bu mağarada durup dinlenmek, kendimizi dinlemek, dışardan yansıyan ışığı analiz etmek iyi gelecek. Bu mağaraya hepimizin ihtiyacı var. Ama hangi sebeple ihtiyacımız var? Nasıl yolumuz o mağaraya düşüyor? Kalabalıktan tenhaya çekilinir. Tenhada, işte o mağarada çile çekilir. Yazarın en sevdiğim yönü: insana çok değerli sorular vermesi. Cevaplar vererek kafayı doldurmuyor; soru sorarak insanı sorununa yaklaştırıyor.