Ben yürüyen bir paradoksum. Ben dağınık ve çelişkiliyim. Her küçük şeyde güzellik görürüm ama çok şeye gelince karamsarım. Genç ve yaşlı insanlarla dolu bir odada genellikle kendimi sağduyu açısında en akıllı kişilerden biri olarak görürüm, yine de genel davranışta saptıran şeyler yapmıyorum. Sosyal bir insan olduğumu söyleye bilirim, herkese en iyi şansı verecek kadar açık görüşlüyüm ama dinlemeyi beceremiyorsan ve sadece kendinden konuşmak için konuşumayı kullanıyorsan dikkatimi hemen kaybediyorsun… ben, aklım ve eylemlerimle çatışan yürüyen bir paradoksum. Her zaman mutluluğun peşindeyim, yine de çoğu zaman gerçeklikten uzaklaşıyorum ve ben acı tatlı, nostaljik ve üzgün hissettiren şeyleri düşünüyorum. Başkalarına ilham verebilen ve bunu yaparak başkalarına yardım edebilecek biri olmak istiyorum, ancak gerçekten umursamadığımı düşünmekten kendimi suçlu buldum, özelikle hak etmeyenler için. Hırslarım var dünyayı değiştirmek için büyük şeyler yapmak istiyorum, yine de üstümü giyip dışarı çıkıp ayak işleri yapmak için çok tembelim…🦋
Bazen bir cümle, bir dize umut oluyor insana. Duymak istiyor, sebebi her ne ise, bizi ilgilendirmiyor. Sadece duymak. Nedim Gürsel, "Açıkta demirlemiş birkaç gemi, alabildiğine mavilik. Alabildiğine sevinç ve mutluluk, acı hayatlarımıza, ayrılığımıza inat..." der. Alabildiğine mavilik alabildiğine güzellik sevgili okur. Her şeye rağmen!
Reklam
Mutlu Aşk Yoktur İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an Mutlu aşk yoktur Hayatı Bu silahsız askerlere benzer Bir başka kader için giyinip kuşanan Ne yarar var
Mutlu Aşk Yoktur İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an Mutlu aşk yoktur Hayatı Bu silahsız askerlere benzer Bir başka kader için giyinip kuşanan Ne yarar var
Ne acı bir manzara .Satıraralarında kaybolmak. Ne tatlı bir rüya kaleminde varolmak Ne hazin bir durum hep saklı kalmak Ne anlamlı bir hal sesinde yankılanmak Ne güzel bir zaman sende kaybolmak Ne kötü bir gece seni sonsuza kadar burada bırakmak.
Papatya ve Yakamoz'un hikâyesinin devamı ...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Reklam
İnsan olarak dünyaya geldik. Her adımımızda sorumluluk yüklendik. İmtihan dünyası dedik kulluğumuzu hatırladık. Verilen görevleri hakkıyla yerine getiriyor muyuz muamma ama Rabbim bize merhametiyle muamele ediyor bizim günahlarımıza bakarak içtiğimiz tatlı suyumuzu acı etmiyor çok şükür. Hastalandık iyileştik günahlarımıza kefaret dedik şükrettik. Evlat olduk anne babamızın sağlığına varlığına şükrettik. Büyüdük eş olduk anne baba olduk çocuklarımızın varlığına sağlığına şükrettik… Şükrettikçe şükredecek şeyler çoğalıyor… Beni düşünüp bu erikleri toplayan oğlum ve annem erikleri tuzlu sever deyip yıkayıp tuzlayan kızım varlığınıza ne kadar şükretsem az. Hiçbir alınmış hediye beni bu bir tabak erik kadar mutlu edemezdi. Bir haftalık hastalık sürecimde her ne kadar beni salata ve ayranla beslemeye çalışsanız da 😁 iyi ki varsınız ve iyi ki sizin annenizim ❤️🌸 Rabbim kimseyi evladıyla ve anne babasıyla sınamasın. 🤲🏻
Arif Nihat Asya
Acı nedir Tatlı nedir... bilmezdin Dilin damağın Ben oldum. Elinin ermediği Dilinin dönmediği Çağlarda, yavrum Kolun kanadın Ben oldum Dilin dudağın Ben oldum.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.