.... Atatürk'ün Din Hakkında Sansürlenen Görüşleri Atatürk'e ilişkin olarak 2 önemli çarpıtma yapılıyor. Biri Batılılaşma konusunda... Diğeri din konusunda... İlki, Atatürk'ün hedef olarak Avrupa'yı göstermediği iddiasına dayanıyor. İkincisi, -dinci kesimin ve medyanın sürekli yaptığı gibi- ısrarla Atatürk'ü dua ederken,
Kadın kılığına bakın o devirden bu devire: Ferace. derken çarşaf, sonra tango çarşaf, derken manto, derken büsbütün açılış ve anadan doğma halden beterine geçiş...
Reklam
62 syf.
4/10 puan verdi
Tomris Uyar ile kötü bir açılış yaptık. Maalesef üslubunu ve genel olarak öykülerini beğenemedim. Oluştururken nasıl bir taktik uygulamış bilmiyorum ama pek anlaşılır değil yani anlıyoruz ama uyum sağlamakta güçlük çekiyoruz. Umarım diğer eserleri böyle değildir.
Sekizinci Günah
Sekizinci GünahTomris Uyar · Yapı Kredi Yayınları · 2018515 okunma
Bütün Türk şiirinde birçok şeyi ya da hiç değilse çok şeyi göze alamazsan hiçbir şey yapamazsın! Bir büyük atılım ve yırtıklık gerekiyor bence. Kopuş. Hatta zorunludur da belirli bir açılış ve atılım için.
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 6 days
"Tanıştığımız tüm aptalların anısına."
"Gibi" dizisinin senaristi ve oyuncusu olarak çok begendigim Feyyaz YİĞİT'in kitabı olduğunu bir tavsiye üzerine görünce cok sevindim. Güzel bir kitap okuyacağıma emin olarak başladım kitaba. Üç günlük dünya edebiyatının yazarlarından biri kendisi. Kitap açılış ve ilerleyişte Gibi'ye oldukça benziyor fakat ortalardan sona dogru Hakan GÜNDAY tarzıyla yeraltı edebiyatina geçiş yapiyor gibi geldi bana. Şahsi düşüncem keşke Gibi tarzinda devam etseydi. Bir noktadan sonra absürtlük ve karamsar hava ağır gelmeye baslayabiliyor. Yine de beğenerek okuduğum bir roman oldu. Tavsiye ederim. Tavsiye edene teşekkür ederim
Aptal
AptalFeyyaz Yiğit · Okuyan Us Yayınları · 2013439 okunma
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletin degil mi? Ben istersem egemenliğimi BİR ADAMA devrederim, istersem ÖZGÜRLÜGÜMDEN de vazgeçerim!" diye düşünenler olabilir. Ancak bu düsüncenin sonu gönüllü köleliktir. İlginçtir! Bu düsünceye sahip olanlari Atatürk, 1 Mart 1923 tarihli Meclis Açılış konuşmasında şöyle uyarmış: "Bir insan belki kendi istegi ile kişisel özgürlüğünü bir yana bırakabilir. Fakat bu girişim koca bir ulusun hayatina ve özgürlüğüne zarar verecekse, büyük ve onurlu bir milli yaşam bu yüzden sönecekse, o milletin evlatlar ve torunlar bu yüzden yok olacaklarsa bu girişim hiçbir zaman meşru ve kabul edilebilir bir konu olamaz. Ve hele böyle bir girişim hiçbir zaman özgürlük adına hoşgörü ile düşünülemez." Demem o ki, egemenliğini asla bir adama devretme ve higbir zaman özgürlügünden vazgeçme...
Reklam
Nîşâbur Nizâmiye Medresesi'nin İmâmü'l-Haremeyn el-Cüveynî için inşa edilmiş olması gibi, Bağdat Nizâmiye Medresesi de ünlü Şâfiî âlimi Ebü İshak eş-Şîrâzî için inşa edilmiş ve medresede Ebû İshak'ın ders vermesi kararlaştırılmıştı. Açılış için toplanan halk da Ebû İshak'ın gelmesini ve ilk dersini vermesini bekliyordu. Ebü İshak, Bağdat Nizâmiyesi'nde ders vereceği konusunda Nizâmülmülk'e söz vermiş olmasına rağmen, medresenin açılışında hazır bulunmadı. Bunun sebebi şuydu: "Ebü İshak, medresenin açılışı için yola çıkmıştı ki bir genç karşısına çıkarak 'Gasbedilmiş bir arazi parçası üzerinde yapılan bir medresede nasıl ders verirsiniz?' diye Ebü İshak'ı ikaz etmiş ve medresenin yapıldığı yerin gasbedilmiş bir arazi olduğunu ona söylemişti. Gencin ikazı üzerine, son derece dindar ve takva sahibi olan Ebû İshak, gasbedilmiş bir arazi üzerine inşa edilen medresede ders vermeyi kendine uygun bulmayarak bu açılışa katılmamış ve medresedeki açılış dersini vermemişti."
Bu âna varmak için son iki haftadır cehennemi aşmışım gibi hissediyordum: Cellat & Karakuş’un açılış akşamıydı.
Sayfa 269
"Tanzimat aydınını Batılı aydından ayıran en önemli özelliği, ümmet aydını olmasıdır. (…) Pan-Osmanlıcı olan bu aydın gurubu aynı zamanda modern İslamcıdır. Bu nedenledir ki Tanzimat’ın bu müsavat (eşitlik) yapısına en keskin eleştiriler onlardan gelmiştir. Namık Kemal Islahat Fermanı ile sağlanan gayrimüslimlerin askerlik durumlarıyla ilgili
23 Nisan nasıl çocuk Bayramı oldu?
23 Nisan 1920! Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluş ve açılış günü! 23 Nisan, o kadar önemli bir gündür ki, Meclis, o günün, her yıl milli bayram adıyla kutlanmasına karar verdi. Bir yıl sonra, 23 Nisan gününe yaklaşılırken bütün Ankara, Meclis'in açılış gününü en güzel şekilde kutlamak için yoğun bir hazırlık içine
Sayfa 34
Reklam
Oyun yazarı Dashiel Hammett... Maliye gelirine el koyduktan sonra on yıl süreyle kendine bir giysi, bir boyunbağı bile alamadı, Toys in the Attic'in (Tavanarasındaki Oyuncaklar) açılış gecesine kadar; o gece yeni bir takım almıştı kendine ve sanırım yeni giysinin verdiği tatla mutlu bir gece geçirmişti.
Sayfa 129 - Can YayınlarıKitabı okudu
TBMM açılış konuşması.Şerif Bey23 Nisan 1920 Allah’ın yardımıyla ulusumuzun tam bağımsızlığı için sorumluluğu doğrudan doğruya yüklenip kendisini yönetmeye başladığını bütün cihana duyurarak Büyük Milet Meclisini açıyorum. Kutsal olarak bağlı olduğumuz bütün Müslümanların Halifesi ve Osmanlılar’ın Padişahının yabancı boyunduruğundan kurtarılmasında ve saltanatın sürekli merkezi olan İstanbul’umuz ile işgal altında ve türlü kıyım ve işkence içinde maddi ve manevi bakımdan insafsızca yok edilmekte olan zulüm görmüş bütün illerimizin kurtarılmasında bizi başarılı kılmasını Yüce Allahtan dilerim .
Açılış kokteyli
Şehrimizdeki veznedarların en büyük tutkusu, resim galerilerinin açılış kokteyllerine gidip bedava içki içmektir. İşyerlerinin panosuna iğnelenmiş veya amirlerinin masalarının üzerine bırakılmış sergi davetiyelerini titizlikle takip eder, ne zaman nerede kokteyl oldugunu çok iyi bilirler. Boş zamanlarında da, bıyıklarını çekiştirerek, davetiyelerdeki yazıları okurlar. Böylece ellerinde içki kadehleriyle resimlerin önünde durup, birbirlerine göz kırparak, "Özgün bir yapıt!" derler, "Soyutlamalar müthiş! Ressam kompozisyonlarında konuyu bütünüyle yok etmeye yönelmiş..." İçki servisi bitince sallana sallana evlerinin yolunu tutarlar.
Sayfa 35 - İletişim YayıneviKitabı okudu
Güzel bir İran filmi önerin. Açılış benden: Resim Havuzu
Bu 1823 yılının ekim ayının sonuna doğru Toulon sakinleri, daha sonra Brest'te Deniz Harp Okulu öğrencilerine tahsis edilen ve o zamanlar Akdeniz filosuna dâhil olan Orion savaş gemisinin büyük bir fırtınanın ardından onarılmak üzere limana girdiğini gördüler. Denizin korkunç dalgalarının epeyce hırpaladığı gemi, limanda büyük ilgi uyandırdı. Bilemediğim bir sancağı taşıdığı için on bir top atışıyla selamlanan bu gemi, toplamda yirmi iki edecek şekilde on bir pare top atışıyla bu selama karşılık verdi. Kraliyet törenlerinin ve askerî törenlerin nezaketi sembolize eden karşılıklı gümbürtü alışverişlerinde, liman ve kale ritüellerinde, güneşin her doğuş ve batışının kaleler ve savaş gemileri tara- fından selamlanmasında, limanların açılış ve kapanışlarında vs., kısacası uygar dünyada toplamda her yirmi dört saatte gereksiz yere yüz elli bin top atışının yapıldığı hesaplanmıştır. Bir top atışının altı franka mal olduğu düşünülürse, her gün dokuz yüz bin, her yıl yaklaşık üç yüz milyon frankın buhar olup uçtuğu söylenebilir. Bu sadece bir detay. Bu arada yoksullar açlıktan ölürler.
Sayfa 435 - Cilt1Kitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.