240 syf.
7/10 puan verdi
Dijital Minimalizmin ilkeleri 1. Kalabalık pahalıya patlar 2. Optimizasyon önemlidir 3. Amaca yönelik hareket etmek tatmin edicidir. Sosyal medya yalnızlaştırır aynı zamanda sosyal bir bağlantının kaybı fiziksel acıyla aynı sistemi tetiklediği için mutsuzlaştırır. Sürekli bağlantı olduğumuz halde hem mutsuz hem de yalnızız. Peki ama nasıl? Çünkü “İnsan devreleri sürekli bağlantı halinde olacak şekilde bağlanmamıştır.” Gönüllü yalnızlık dehanın ön şartlarındandır. Ama bizim kendimizi dinlediğimiz bir dakikamız bile yok artık. Sosyal medya patronları dakikalarımızı (ömrümüzü) pazarlıyor. Çünkü “Bir şeyin maliyeti, o şey karşılığında hemen ya da uzun vadede verilmesi gereken ömür miktarıdır.” Kazançları bizim ömrümüz. Micheal Ende’nin Momo adlı eserindeki “duman adamlar”ı cebimizde besliyoruz artık. Böyle uzayıp giden ve gerçekleri acımasızca önümüze seren bilip görmezden geldiklerimizi gözümüze sokan bir kitap. İhtiyacı olanlara şiddetle önerilir. Teoride her şey tamam da inşallah pratikte de işime yarar. Farkındalık yolun yarısı diyerek keyifli okumalar diliyorum. . . . . .
Dijital Minimalizm
Dijital MinimalizmCal Newport · Metropolis Yayıncılık · 20171,221 okunma
173 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Öncelikle, Julien Green gibi ülkemiz okurlarınca henüz hak ettiği değeri görmeyen bir yazar hakkında söylenilenleri sizlere iletmek istiyorum. Walter Benjamin: “Proust çocukluğun büyülü saatini uyanmaya çağırır; Green ise en erken dehşetlerimize bir düzen getirir. Çocukluğun içi boşaltılmış konutunda ebeveynlerimizin varlıklarının bıraktığı
Yeryüzünde Bir Yolcu
Yeryüzünde Bir YolcuJulien Green · İmge Kitabevi · 201221 okunma
Reklam
126 syf.
5/10 puan verdi
Evet, Genç Werther'in Acıları... Uyarmalıyım: Yalnızlık hissediyorsanız, bunalımdaysanız, hele aşk acısı çekiyorsanız okumayı başka bir zamana bırakın. İkinci uyarım: Spoiler içerebilir. Kitabı okumaya başladığım anda derin bir hüzün hissettim. Werther'in yalnızlığı, bazı zamanlar anlaşılamaması, mutlu olduğunu düşündüğü zamanlarda bile -bana kalırsa- hep bir şeylerin eksikliğini hissetmesi... Aşık olduğu kadına, aşık olduğu kadının sahip olduğu ve ona sahip olan her şeye tutkuyla bağlanan bir genç, Mecnun misali. Bu aşkı biraz abartılı bulduğum söylenebilir. Bu denli aşık olunabilir, evet. Ama aşkın acıyla birleştiği noktada biraz da nefret, öfke, kızgınlık vardır. Werther'in her şeye bu kadar anlayışla yaklaşması yanında kendine bu denli haksızlık yapması beni üzdü açıkcası. Werther; bazı yerlerde güçlü olduğunu belirtiyor, bu gücü görebilseydik keşke. Bunun için Werther'i suçlayamayız elbette, yazar böyle bir yol çizmiş. Yaşar Kemal'in Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca kitabından beğendiğim bir sözünün buraya uygun düşeceği kanaatindeyim:"Değer, yaşamak her şeye değer, dediler karıncalar. Ölüm umutsuzluktur, oysaki en kötü yaşamda bile her gün umut güneş çiçeği gibi açar." Lotte'den bahsetmek istemiyorum. Werther'in aşık olduğu o muhteşem kadın bence olayların içinde sönük kalmış. Kendini bolca ifade ettiğini görmek isterdim. Dil ve üslup açısından söyleyecek bir şey yok zaten. Bolca alıntı paylaştım, derinliği olan çok fazla cümle not ettim. Çeviri kitaplarda önemli olan çevirinin kalitesidir. Ben bu konuda memnunum. Keyifli okumalar dilerim.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021122,6bin okunma
84 syf.
10/10 puan verdi
"Yaşıyoruz sessizce yaramızı severek"
Erbaş'ın karısı öldükten sonra kaleme aldığı şiir kitabı. Her sayfasına gözyaşımı bıraktığım bir kitap oldu... Okurken ölüme, aşka ve yalnızlığa dair imgeler yinelenip duruyor. "Gövdem kalbimin darağacı" diyen bir sevgilinin ölüme çağrısını, yalnızlığı deneyimlenmesini, acıyla demlenişini, insanlara isyanını okuyorsunuz... Acıları mutlaklaştırmamalıyız diyor Şükrü Erbaş bir röportajında. Öyle de yapıyor. Acılarla yüzleşmek denemez onun yaptığına. İçinde eritiyor onları, onlara sahip oluyor ve onların oluyor. Yabancılaşmanın kirli sularından uzak, mavi denizlerde gemiler yüzdürüyor. Tanıyalım bilelim diye her ne yaşıyorsak, insanlığın sözcüklerini ve hafızasını taşıyor bohçasında. Ölüm, sevilenin gidişi, yokluğu, hissettirdiği yalnızlık daha nasıl güzel anlatılırdı bilmiyorum. Kendi deyimiyle; "Harflerden binlerce Hatice yaratmış." Hayatta dürüstçe,onurluca ve muazzam bir vefayla sevmenin ve sevilebilmenin adeta kanıtıdır bu şiirler. Elimde olsa bütün dizelerini yazmak isterdim buraya ama bu kadar hüznün paylaştıkça artmasından korkuyorum...
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201613,1bin okunma
434 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Güneş de sanıyor ki bir tek o yanıyor.-
"Aşk, bir bedende iki kişi." “Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi Şapkandan bir kumru havalansın Bana öyle büyük ki bu kalp, Gelsin yüreğime yuvalansın” Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir
Düşünmek Yaşamın Pasını SilmektirTahsin Özmen · Karina Yayınevi · 2018504 okunma
434 syf.
10/10 puan verdi
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum. -Sevgi, Kilidi olmayan tek hazinedir.- -Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir
Düşünmek Yaşamın Pasını SilmektirTahsin Özmen · Karina Yayınevi · 2018504 okunma
Reklam
84 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.