Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
— Televizyonu her açtığında, senin babana, annene ve sülalesine küfretse ne yaparsın? — O ne biçim söz? Kaldırır yere atarım, babam ölmüş üstelik, hiç laf getirir miyim? — Peki, Adalet abla, bir düşün; ölmüş baban kadar Allah’ımızın Peygamberimiz’in ve dinimizin kıymeti yok mu? Her gün saldırıyorlar, küfrediyorlar, tabi dolaylı yoldan, biz yine onları protesto etmiyoruz!..
Özetle şimdiki durumda fakir reayaya olan zulüm ve haksızlık bir tarihte, bir kıtada ve bir padişah memleketinde olmamıştır. Osmanlı topraklarından bir memlekette bir ferde zerre kadar zulm olsa ahiret gününde o ülkenin hükümdarına sorulur, vezirlerden sorulmaz. "Vezirlere sipariş ettim" demek âlemlerin Rabbinin huzurunda kabul edilebilecek bir cevap değildir. Zulme uğramışların soğuk feryatları sülaleleri harap eder. Dertli kimselerin gözyaşları dünyayı suda yok eder. "İnkar ile dünya ayakta durur, fakat zulm ile durmaz". Adalet ömrün uzun olmasına sebeptir. Fakirlerin durumlarının düzene konulması, padişahlar için cennete girme sebebidir. Bu söylediğim sözler benim değil, bilginlerin ve şeyhlerin sözleridir. Güven duyulmazsa onlardan sorulsun. Durum aynen bu şekildedir.
Sayfa 79 - AkçağKitabı okudu
Reklam
Sence halkın ezici çoğunluğu hakikatin ne olduğuna aldırıyor mu ? Umurlarında bile değil! Sadece rahat bırakılmak ve hayal güçlerini besleyecek masallarla kandırılmak istiyorlar. Peki ya adalet ? Şahsi ihtiyaçları karşılandığı müddetçe onlar için bu kavramın da zerre kadar ehemmiyeti yok.
Sayfa 529Kitabı okudu
Dünyada adalet yok. Bunu ahrette de bulamazsak bana kaçacak bir üçüncü alem gösteriniz.
Öç almak doğru bir amaç uğruna yapılmışsa insanca bir davranış olur, kurbanın kendi celladı üzerine hiçbir Hakkı yoksa, adalet yok demektir insanlık da yok demektir.
Sayfa 282Kitabı okudu
Eğer bir ülkede adalet yozlaşırsa, o memleketin dibi oyulmuş demektir. Adaleti çökmüş bir milleti yok olmaktan hiçbir güç kurtaramaz.
Sayfa 611 - Yapı Kredi Yayınları 41.BaskıKitabı okudu
Reklam
Ama ben yolumdan dönmedim. Bu ve diğer tecrübeler gözlerimi açmıştı. İnsanların kayıtsızlığını ve miskinliğini görünce onlar için kendimi feda etmeye değmeyece ğine karar verdim. Onları uyandırıp gözlerini açmaya çalıştım bir süre. Sence halkın ezici çoğunluğu hakikatin ne olduğuna aldırı- yor mu? Umurlarında bile değil! Sadece rahat bırakılmak ve hayal güçlerini besleyecek masallarla kandırılmak istiyorlar. Peki ya adalet? Şahsi ihtiyaçları karşılandığı müddetçe onlar için bu kavramın da zerre kadar ehemmiyeti yok. Eğer insanlık böyleyse büyük hedeflere ulaşmak için bu zayıflıktan istifade edecektim. Aslında anlamasalar da bu onların da faydasına olacaktı. İnsanların aptallıklarıyla saflıklarını kullanacaktım. Bencil istekleri, çıkarcı tavırları sonunda bana kapıları ardına kadar açtı.
DİN VE PARA BELASI İNSANLIĞIN SON İBRETİNİ YAŞATTI Sömürgecilerin iki temel araçları var; Biri din, diğeri para! Din ile beyin yıkar, uyuşturur görünmeyeni satar, para ile görünen madde gücü kimin elinde ise satın alır.
Şimdi burdayım. Her şeyin uzağında. Hiçbir savaşım yok. Hiçbir görevim yok.
Eğer bir ülkede adalet yozlaşırsa, o memleketin dibi oyulmuş demektir. Adaleti çökmüş bir milleti yok olmaktan hiçbir güç kurtaramaz.
Sayfa 611Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.