Mızmız, dırdırcı insanları hiç sevmem; bu adamlar yaşamanın sevinçlerine yan çizer, dertlere can atar, dertlerle kaynaşırlar: Sinekler gibi, cilalı pırıl pırıl yerlerde tutunamaz, pürtüklü, pürüzlü yerlere abanır, oralarda rahat ederler; ya da sülükler gibi kara kan içer, kanla beslenirler.
Sayfa 29
''Çok değerli bulduğumuz ve politika çirkefine bulaşmasın diye üzerlerine titrediğimiz adamlar, eğer haksızlıkları sürdüren düşüncelerin adamlarıysa, onların bilgilerinden ve yeteneklerinden bize ne?''
Reklam
Hizb-ut Tahrir 19 Haziran 2015 Cuma günü genelde Müslümanlara özelde ise güç ve kuvvet ehline hitaben sondan önceki çağrısını yaparken ise şu ifadeleri kullanmıştır: "Bugün ise Hilâfet'in kamuoyu olduğu bir zamanda, sondan önceki bu çağrımızı sizlere yöneltiyoruz. Ey Müslümanlar! Ey güç ve kuvvet ehli! Artık geriye Allah'ın izniyle
Sayfa 167 - Köklü değişimKitabı okuyor
O Mahur Beste Çalar Müjganla Ben Ağlaşırız
Atilla İlhan’a ait bu şiiri görenler, onun diğer şiirlerinde olduğu gibi bir kadının adını zikrettiği yanılgısına düşer. Şiirin arka planında çok hazin bir öykü yatıyor aslında. Şair; Deniz Geçmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edildiğini öğrendiği 6 Mayıs 1972 gününün sabahında, İzmir’de vapurdayken bu şiiri kaleme almıştır. Şair, 12 Mart sonrasının kahır günlerinde bir sabah, radyodan “Denizlere kıydıklarının” acı haberini alır. Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek için vapura biner. Sanki o acı haberin etkisiyle simsiyah gökyüzünün altında hırçın, çalkantılı olan deniz de bulanıktır. İşte o an ilk mısra düşer aklına. Vapurda sessiz bir köşe bulup birkaç kez yüksek sesle tekrarlar. Atilla İlhan’ın “müjganla ağlaşmak” ifadesiyle kastettiği şey; idam edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın arkasından döktüğü gözyaşlarıdır. “Müjgân” Atilla İlhan’ın kirpiklerini; güneşten ışık yontan sert adamlar ise Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı yansıtmaktadır.
Sayfa 98 - LiteratürKitabı okuyor
"En büyük adamlar en yalnız olanlardır."
Bugün büyük evlerimiz var ama ailelerimiz küçük, çok tanıdığımız var ama onlara ayıracak zamanımız yok, bilgiliyiz ama muhakememiz zayıf, çok ilaç var ama daha az sağlıklıyız, aya gidip geldik ama karşı komşuya gidecek cesaretimiz yok. Etrafımız bilgisayarlarla örülü ama gerçek bir konuşma yürütemiyoruz, nicelik konusunda üstümüze yok ama nitelikten mahrumuz, hızlı yiyor ama yavaş sindiriyoruz, sert adamlar zayıf karakterler, yüksek kârlar alçak ilişkiler zamanı bugün. Pencerenin dışında çok şey var ama evin içi tamtakır.
Sayfa 57 - Kapı YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Kral olmak isteyen adamlar sözler vermeyi nasıl da seviyorlar."
Zihinsel sağlık alanında çalışmalar yapan kişilerin, sıklıkla zihinsel rahatsızlıkların genel olarak topluma maliyetinin yüksek olduğuna değindiğine dikkat çeken büyükbabam ve babam şunu soruyordu: Peki ama zihinsel sağlıklılığın maliyeti nedir? Bu o kadar alışılmadık bir soruydu ki, iki cümle sonra, okuyucuya sorunun bir şaka olmadığını söyleme ihtiyacı duymuşlardı. George Williams'daki adamlar için şunları söylüyorlardı: "Zorlantılı karakter ve esnek olmamak, odaklı ve sınırlı ilgi alanları, konforu sürdürmek için aktivite kullanımı, yaratıcılık, hayalcilik ve içedönüklük eksikliği, istikrar ve zihinsel sağlığa sahip olmak için ödemek zorunda olduğumuz bedeller midir?"
Sevmeyi en güzel şekilde becerebilen kadınların sevgisini nefrete dönüştüren adamlar vardır. Sevdiği adam için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan kadın, intikamını her seferinde kendi saçlarından almıştır. Zaten her aşkın sonunda, olan kadının saçlarına olur.
Yazarlığın üç zorluğu vardır; yayınlamaya değer herhangi bir şey yazmak, onu yayınlayacak dürüst adamlar bulmak ve mantıklı adamların onu okumasını sağlamak.
Charles Caleb Colton
Charles Caleb Colton
Sayfa 44 - Loti Kitap, Haziran 2022Kitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.