"Biz insanlar, hepimiz, karşıtlıklar, çelişkiler, çatışkılar yumağıyız."
Sayfa 111 - Nesin YayıneviKitabı okuyor
"Biz insanların, akımız karımız, dışımızın yanar döneri ve içimizin alacabulacası olmasaydı bir gün bu yeryüzünde hiçbir yazın yapıtı ve özellikle başyapıtlar yaratılamazdı."
Sayfa 108 - Nesin YayıneviKitabı okuyor
Reklam
"Ölü adamlar yaşayanların dostu olamaz ve onlara armağan veremez," dedi Vahşi insan. "Ama eğer Raranlık'tan sonra yaşarsan Vahşi İnsanlar'ı ormanlarda rahat bırak ve bir daha onları hayvan gibi avlama. Ghân-buri-Ghân seni tuzağa çekmeyecek. O kendi de At Adamlar'ın babasıyla birlikte gidecek; eğer sizi yanlış yere götürürse, onu öldürün."
Yaşlı adamın ablak yüzü ve kara gözleri bir şey belli etmedi ama sesi memnuniyetsizlikle huysuzlaşmıştı. "Vahşi insanlar vahşi, hür ama çocuk değil," diye cevap verdi. "Ben büyük başkan GhânburiGhân. Çok şey sayarım: Gökteki yıldızlar, ağaçlardaki yapraklar, karanlıkta insanlar. Yirmi kere yirmiyi on beş kere sayacak adamınız var. Onların daha çok var. Büyük dövüş; kim kazanacak? Sonra çok daha fazlası da Taş Evler'in surları etrafında yürüyor." "Heyhat! Çok akıllıca konuşuyor," dedi Théoden. "Sonra bizim izcilerimiz de yol üzerine hendekler kazıp kazıklar koyduklarını söyledi. Onları ani bir saldın ile süpürüp atamayız." "Ama yine de çok acele etmemiz gerekiyor," dedi Eomer. "Mundburg yanıyor!" "Bırak Ghân-buri-Ghân sözünü bitirsin!" dedi Vahşi insan. "Birden fazla yol biliyor. Sizi hiç çukur olmayan yollardan götürecek; hiç görgün yürümez orda, sırf Vahşi insanlar ve hayvanlar. Yolların çoğu Taş Ev Halkı daha güçlüyken yapılmış. Avcıların hayvan eti kestikleri gibi keserlerdi dağlan. Vahşi insanlar onlann taş yediklerini düşünür. Koca yük arabalanyla Druadan'dan Rimmon'a giderlerdi. Artık gitmiyorlar. Unutuldu Yol, ama Vahşi insanlar unutmadı. Tepenin üzerinden ve gerisinden gider hâlâ, otların ve ağaçlann altından; orada Rimmon gerisinde ve aşağıya Dîn'e sonra yeniden At Adamlar'ın yoluna döner. Vahşi insanlar size o yolu gösterecek. Sonra siz gorgûn'u öldürüp parlak demirle kötü karanlığı süreceksiniz ve Vahşi insanlar y ine vahşi ormatılarda uyuyacak."
Kısa bir süre sonra surun gerisinde büyük bir yangın tehlikesi baş gösterdi ve bu iş için aynlabilen herkes birçok yerde birden peydahlanan alevleri bastırmakla uğraşmaya başladı. Sonra atılan büyük parçaların arasında başka bir şeyler yağmaya başladı; daha az zarara ziyana neden oluyordu ama daha dehşetli şeylerdi. Cümlekapısı'nın gerisin·deki bütün caddelere ve sokaklara yuvarlanarak düştü küçük, yuvarlak ve yanmayan şeyler. Fakat adamlar bunlann ne olduğuna bakmaya koştuklannda bağınp çağırarak ağlamaya başladılar. Çünkü düşman Şehir'e, Osgiliath, Rammas ve diğer cephelerde ölenlerin başlannı fırlatıyordu. Bakılamayacak kadar korkunçtular; çünkü kimisi ezilmis, şekilsizleşmiş, kimi zalimce kesilip biçilmişti ama yine de çoğu kendini belli eden özelliklerini taşıyordu ve sanki acı çekerek ölmüşlerdi; her biri Kapaksız Göz işaretiyle dövmelenmişti. Fakat istedikleri kadar şekilleri bozulmuş ve aşağılanmış olsunlar, böylelikle, insanlar bu yolla bir kez daha bir zamanlar baştan aşağı silahlarla mağrurca yürüyen, tarlaları süren veya tepelerdeki yeşil vadilerinden bayram günleri için aşağılara inen tanıdıkları birini görmüş oluyorlardı.
Baba Oğul
Gandalf bir ileri, bir geri yürümeye başladı. "İki gün öncenin sabahı, hemen hemen üç günlük yolculuk eder bu! Ayrıldığınız yer ne kadar uzakta?" "Kuş bakışı yirmi beş fersah kadar uzakta," diye cevap verdi Faramir. "Ama daha hızlı gelemezdim. Dün akşam, kuzeyde denetimimizde bulunan Nehir'deki uzun ada Cair
Reklam
"Orta Dünya'nın neresindeyiz?" dedi Gimli;
Elladen cevap verdi: "Morthond'un, yani sonunda Dol Amroth'un duvarlarını yıkayan denize dökülen uzun ve soğuk derenin kabardığı yerden aşağı indik, ismini söyleyince nereden geldiğini sormanıza gerek kalmayacak: Karakök der insanlar ona." Morthond Vadisi, dağların güney yüzlerinde kocaman dik bir girinti oluşturuyordu. Dik
"Bir yaralı adamdı. Her şeye layık, ama layık olduğu hiçbir şeye kavuşamamış bir yaralı adam!"
Sayfa 93 - Nesin YayıneviKitabı okuyor
"Kimi şeyler vardır ki anlatılmaz, anlatılması doğru olmaz."
Sayfa 92 - Nesin YayıneviKitabı okuyor
Hayal kurabilen adamlar dünyayı değiştirebilir.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.