Köprülü, 1946'da VATAN gazetesinde üniversitelerin bağımsızlığı üzerine dört mektup yayınlamış. "Dünyaya kendini ispat etmiş adamlar getireceksin. Onları kürsülerin başına koyacaksın ve yozlaşmaya izin vermeyeceksin. Politikanın etkisi olmayacak" yazmış ama politika konusunda Atatürk'le anlaşamamışlar. Atatürk, "Biz Cumhuriyet'i yeni kurduk, Cumhuriyet'e sadık adam lazım" demiş. Köprülü de "Bu bilimi ilgilendirmez. Sağlam bilim adamı bulacaksın" demiş. Ve tabi köprülü haklı çıktı. Bu günde bunu yapmalıyız.
Sayfa 39 - Masa YayıneviKitabı okuyor
Piramidin içinde bir gece...
ㅤㅤㅤㅤ Rotasız seyyah (Mehmet Genç) gece boyunca maya piramitlerinin içinde bakın neler yaşamış.. "ZİNDANA İNER GİBİ PİRAMİDE İNİYORUZ. Hostelde tanıştığım biri kadın üç arkadaşla beraber kafaya koyduk, Maya piramitlerinde bir gece geçireceğiz. Aralıksız her gün piramitlerin olduğu bölgeye gidiyoruz, giriyoruz içeri, dalıyoruz ormana doğru,
Reklam
Karalama2
...?...?/1989... Kendini haddinden fazla duyumsadığı için acıya ve korkuyuda haddinden fazla duyarlı arkadaşım için, burası tam bir cehennemdi. Her şeyiyle farklıydı Ankara'dan. Çok kültürlü, birçok etnik gruptan oluşan, bu etnik grupların bir nevi kabileci bir tutumla diğerleriyle arasına sınırlar koyarak birbirinden ayrıştığı, etnik
Şamil, artık nasıl bir düşmanla karşı karşıya olduğunun farkın­daydı. Kampta burkasına sarılmış gökyüzünde parıldayan yıldız­ları izlerken dışardan destek bulamadığı takdirde mücadelesini sürdüremeyeceğini düşünüyordu. Naiplerine yakın zamanda İngiltere ve Osmanlı'dan yardım geleceğini söylüyor ve askerle­rinin moralini yükseltmeye
Şamil, bölgeye ilk temsilcisini 1843 yılında göndermişti. 1850 yılında daha güçlü bir ismi, Naip Muhammed Emin'i görevlen­dirdi. Bu kurnaz adam, aşiretleri birbirine düşürdü. Korkunç bir şiddetle hükmeden Muhammed Emin, bir yandan düzeni sağla­ma kisvesi altında katliamlara girişiyor, diğer yandan aldığı rüş­vetlerle cebini dolduruyordu. En
Kırım Tatarlarının gönlünde belki hala ba­ğımsızlık ateşi yanıyordu. Kırım Hanları, Şamil'i severdi. Fakat ona bilfiil destek vermeyeceklerdi. Hristiyan Gürcülerin aksine Kırım Tatarları, kafire direnen Şa­mil'i seviyordu. Fakat geçmişteki efsanelerle avunan bu halk, edilgen bir hale bürünmüştü. Kafkasya ve Kırım arasındaki kuvvetli bağlara rağmen Hanlık, geri döndürülemez bir şekil­de tabi olmuştu. Beylerin çocuklarını eğitim için Çerkesya ya da Dağıstan'daki soylu ailelerin yanına göndermek eski Kırım geleneklerindendi. Burada silah kullanmayı, savaşmayı ve Kaf­kasyalılar gibi ata binmeyi öğreniyorlardı. Kafkasya ve Anado­lu' da en iyi eğitimin dağlarda alınacağına inanılırdı. Genç bir delikanlıya yapılabilecek en büyük iltifat, dağda yetişmiş birine benzediğini söylemekti. Eski bir Kafkas atasözü şöyle der: "Ne­zaket şehirden, ilim dağdan gelir." Bu nedenle Dağıstan'ın Avar soylularından gelen Şamil, küçük Tataristan'daki birçok hanı ve soyluyu bizzat tanıyordu. Fakat bu adamlar, Şamil'e yardım edemezdi. Onların mücadelesi sona ermişti...
Reklam
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
253 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.