niyetimiz ciddi. (!)
uygun adayı bulduğunu ve bu yaşları beklemeyeceğini düşünen bazı gençlerimiz, "niyetimiz ciddi, ileride evleneceğiz fakat birbirimize söz verelim hem de bu esnada birbirimizi daha yakından tanıyalım." düşüncesiyle görüşmeye başlama hatasına düşebiliyor. niyetleri harama girmek olmasa da varılan nokta flört adı verilen batılı geleneğin pek de ötesine geçemiyor. hatta bazı gençlerimiz yanlış yapmayalım, nasılsa evleneceğiz, haram sınırına girmeyelim niyetiyle daha büyük bir hata olan gizli nikah yanlışına dahi düşebiliyor. hâsılı yanlışlar yanlışları beraberinde getiriyor ve çok iyi niyetlerle başlamış da olsa genellikle hayaller acı şekilde sonlanıyor.
Sayfa 37 - semerkandKitabı okudu
"sonra derler ki bir gurbet daha var, adı da duygusal yalnızlık. kendi duygularımdan çok uzaklara gittiğimde olur. seviniyor muyum, üzülüyor muyum, aşık mıyım, bir derdim mi var hiç bilmiyorum. insan kendinin gurbetine çıktığında, işte orası en koyu yalnızlıktır. "
Reklam
En büyük çalışmanın adı: Yaşamaktır.
Sayfa 143 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
şair derseniz tanırlar beni işte adresim caddemizin adı şairler caddesi sokağımızın adı hıçkırık acılar çıkmazı onsekiz numara
Çünkü yanılgılarımızı nasıl ödediğimizi öğretiyor bize.
Sayfa 193
Gözyaşları yine bir çocuğun gözyaşları. - Bütün bir yaşamdan tüm yaşamlardan akan gözyaşları ister neşe olsun ister hüzün görünmezliği içinde çocuksu yüzde yeniden yükselen mutlak çözülüş bu mutlak çözülüşte hiçbir belirti vermeden parıldayan ve parıldamayı sürdüren çocuksu yüz -Hemen bayağı bir yorum gelir. -Bayağı yorum haksız değildi "bir teselli yorumuydu" öyle ki onun sayesinde yalnızlık kendisini reddeder" bir sığınak bulmaksızın -Bayağılığa geri dönüyorum, durumlar dünyadan kaynaklanan şeyler: ağaç, duvar" kış bahçesi, oyun alanı ve beraberinde can sıkıntısız o halde zaman ve zaman söylemi, epizotsuz anlatılabilir olan ya da saf epizotik bir biçimde anlatılabilir olanı gökyüzü bile, adı verilir verilmez varsaydığı kozmik boyutta -yıldızlar, evren-, tutumlu bir günün aydınlanmasıydı "Jiat lux" olarak anlaşılsa bile; ve gökyüzü uzaklaşmayan bir uzaklıktır: - Ne var ki aynı gökyüzü...
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Mevlana, tasavvufun kalesidir. Tasavvufun görünüşteki “sevgi, aşk, ne olursan ol gel, iyilik güzellik heleloy” imajını tamamen unutun, zira insanlara bu şekilde hitap etmeyen neredeyse hiçbir görüş yoktur. O işin imaj kısmıdır. Tasavvufun temel direği vahdet-i vücud anlayışıdır. Vahdet-i vücud, kelime manasıyla “Varlığın birliği” demektir. Bir başka ifadeyle vahdet-i vücud, “Her şey Allah’tır” demenin sözüm ona Müslümanca yöntemidir. Yani bu inanca göre tüm evren, tüm yaratıklar Allah’ın bir parçasıdır. Günümüzde mantar gibi çoğalan spiritüalizm akımı da aynı şekilde “Sen bir Tanrı’sın, içindeki Tanrı’yı keşfet” mottosuyla insanlara hitap eder. Zira adı “New Age” olmasına rağmen hiç de yeni olmayan bu modern dinin temeli paganlık ve panteizmdir. Her şeyin Allah olması veya her şeyin Allah’ın bir parçası olması ne demektir? Her şeyin Allah olması demek, her şeyin iyi olması, kötü diye bir şeyin olmaması demektir. Hatta ve hatta eğer her şey Allah ise, her şey iyi bile değildir, her şey sadece “olması gereken”dir. Yani eğer her şey Allah ise, ne iyiden, ne de kötüden söz edebilirsin. Her şey “var olan”dır ve her şey doğrudur. Yanlışa yer yoktur. Kısacası her şey mübahtır. Her şey mübahtır, çünkü her şey Tanrı’dır. Tanrı’nın kendi içerisinde “yanlış” gibi bir kavram var olabilir mi? O sebepledir ki “Allah her şeydir” demek ile, “Allah yoktur” demek arasında hiç ama hiçbir fark yoktur.
Sayfa 20 - Düşün YayınlarıKitabı okuyor
Hayatı boyunca bir manzara resminden ibaret olduğunu sandığı şeylerin gerçek olduğunu fark etti bir anda: Yabancı kentler gerçekmiş, ünlü sanat eserleri de, Berlin Duvarı'nın kalıntıları da. Adı paraymış bunun; dünyayı gerçek kılan madde.
Sayfa 162Kitabı okudu
Sevgi bir dostluğun adı olmalıydı. Babaydar belki de bunu aramamı söylemişti bana. Çıkarsız, umutsuz, kaygısız bir dostluğun adı... Yar olmak ve bar olmamanın adı.
Sayfa 209
Fakat bizde bir tabir içinde mevcut olan ve " karda yürüyüp izini belli etmemek" cümlesiyle tarif edilen bu sinsilik, hedefine asla varamayan adi bir hiledir. Bu kabuktan şahsiyetle aldatılmak istenen cemiyet, her şeyi biliyor; her ferdin sırrını biliyor; bilmese de ondan gizlemeğe lüzum ne? Polisin karışmadığı her günaha cemiyet müsamaha eder , hatta bıkkınlık verici âdetleri sarsarak içtimaî inkılâplara zemin hazırladığı için beğenir bile. Maksat kaçamak zevk mi? Fakat cemiyet her şeyi biliyor. Ondan bir şey kaçırmak imkansızdır,imkansız.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.