Bugün arkadaşımla ettiğim bir sohbette kendimi koca bir moloz yığının üstündeki patlayan bir kadına benzettiğimi söyledim. Bir moloz yığını var deprem olmuş. Ama nasıl parliyorum. Nasıl iyi görünüyorum nasıl hayata dolu dolu bakıyorum. Lâkin olduğum yer bir facia. Dumanlar var binalar çökmüş. Yarın iş yerine diye çıkıp - 2 aydır uğramadığım-otogara gideceğim. Ama gitmek için değil dinlenmek için .Sahile gitmek isterdim ama olmuyor. Acaba neden diye soruyorum otogarlar insanı dinledirir mi ? O son vedayı telafi etmek için mi seviyorum yoksa gidemedigim için mi bu şehirden adım atamadigim için mi ? Sadece ruh dünyamda kaçak olabiliyorum galiba.. Bir depremin ortasında parlamayı dimdik durmayı yazarlar mı? Bunun mükâfâtı ne Albayım . Acı ile sevişmeli miyim Acı benim sahibim olsun mu ?
Kontrolü bırakmam gereken yerdeyim ve aynı zamanda adım adım ilerlemeye de devam ediyorum
Reklam
Nasıl anlatayım. Herkes güzel yollarda, ben adım bile atamamışım gibi. Herkes sevilmiş, benim başım hâlâ okşanmayı bekliyor gibi. Saatlerce beklenmesi gereken meydanda herkes oturacak bir tabure bulmuş bir ben ayakta kalmışım gibi.
Bu sana son mektubum . Çıkıyorum hayatından . Sana dair hiçbir şey bırakmadan . Çok çabaladım bir şeyler olsun bir şeyler değişsin diye , yalnız çabamın hiçbir anlam ifade etmediğini gördüm . Son konuştuğumuzda eski halinden eser yoktu . İlk halini sevmiştim ben senin , son haline şahit olmak istemezdim . Keşke her şey herkes degişseydi de sen kalsaydın. Nasıl böyle duygusuz acımasız bir insana dönüştün. Çıkıyorum hayatından hatta bende istemediğin her şeyi özleyerek geri geleceğini bilerek çıkıyorum . Yalnız bıraktığın yerde olmayacağım artık . İlk haline tüm kalbimi verirken son haline bir adım daha atmam. kendine iyi bak , hoşça kal .
Tam olarak böyle...
Koşar adım yaşıyorum zam/anı, sanki şuracıkta canım çıkacakmış gibi... Bir de, katran gibi düşünceleriyle hayatı boyayan insanlardan kaçıyorum .
Adım attığım her yolda ölülerin izleri yaşayanların ise sesleri var. Zaman; yaşayanları takip ederken, ölenleri ise çoktan geride bıraktı.
Reklam
Bugün daha yavaş adım atıyorum, bir şeyleri kaçırma korkusuyla uzun süre koştum ve her şeyi kaçırdım.
Sen evrensin. Karakterin de galaksiler. Her biriyle eşsiz ve kusursuzsun. Gözlerinin içinde yıldızlar doğuyor. Hayatın karanlık bir boşluktan ibaret sanıyorsun. Oysa sen sonsuzluğun tanımısın. Sen yaşamak için değil yaşatmak için varolmuş gibisin. Beni büyülüyorsun. Sende kaybolmak, seni keşfetmek astronomiyi keşfetmeye benziyor. Bu astronomi,biz de birbirinden çok uzak ama birbirinin yörüngesinde dönen iki dünyayız sanki. Senden uzak durmak öldürüyor beni. Ama hayat bu. Karşı çıkamıyoruz. Senin yörüngenden dışarı adım atamıyorum. İzin verme sevgilim. Ben hep o yörüngede kalayım...
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.