Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
-… matematik değil de her şeyde olduğu gibi, biz zavallıyız… - bu zavallılık ekonomiyi, ilişkileri, insanı, toplumu ve sanatı tetikleyen şey. Adım atmamıza fırsat veren şey bu zavallılık. Oturan boğa ya da bin göğüslü Kibele değiliz. Tanrı değiliz biz. Kilden ve taştan çıkma tapınak ya da mermerden üreme bir Zeus putu değiliz. Canlılığın ölümüdür bu taşlaşmış durgunluk, mezar taşına götürür bizi. Biliriz ve bundan kaçarız. Sanat bu zavallılığın ve canlılığın ürünü.
“Mehdî’nin doğumu Medine’de olacak­ tır. O Rasulullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in Ehl-i Beyt’indendir. (Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aley­ hi ve Sellem) onun hakkında şöyle buyurmuştur): Adı benim adım, babasının adı babamın adıdır. Hicret yeri Beyt-i Mukaddes’dir. Sık sakaUıdır, gözleri sürmelidir, parlak dişlidir, yüzünde bir ben vardır. Alnı açıktır, burnu ince ve uzun olup, ortası hafif çıkıntılıdır. Omuzunda Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) peygemberlik mührü gibi alâmet vardır. O, Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in tüylü yünden mâmul, siyah ve dört köşeli sancağıyla çıkacaktır. O sancakta bir köşe vardır ki, Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) İn vefatından beri neşredilmemiştir, Mehdi çıkıncaya kadar da açılmayacaktır. Allâh-u Te^âlâ ona üç bin melekle yar­ dım edecektir ki onlar kendilerine karşı ge­ lenlerin yüzlerine ve arkalarına vuracaklar­ dır. Allah onu otuzla kırk arası bir yaşta gönderecektir.
Reklam
Kişi, yaşam görevleriyle yüzleşir. Bir başka deyişle, tek başına ve iş, arkadaşlık ve aşkla ilgili kişiler arası ilişkilerin görevlerinden kaçınmadan adımlar atar. 'Dünyanın merkezi ' olduğunda, topluluğa bağlılık konusunda hiçbir dü­şünceye sahip olmazsın çünkü herkes 'senin için bir şey yapacak birisidir' ve bir şeyleri senin yapmana gerek yoktur. Ama sen de dünyanın merkezi değilsin, ben de. Kişinin kendi ayakları üstünde durması ve kişiler arası ilişkilerle ilgili görevler üstlenerek ileriye doğru adım atması gerekir. Bu kişi bana ne verecek? diye değil, Ben bu kişiye ne verebilirim? diye düşünmesi gerekir. Buna, topluluğa bağlılık denir
ABD elindeki kıtalar arası güdümlü füzeleri, denizaltı füzelerini ve hava bombardıman filosunu alarm durumuna geçirdi. 100.000 kişilik bir işgal gücü hazırlandı. “Hepimiz aynı fikirdeydik”, diyordu Başsavcı Robert Kennedy, “eğer Ruslar Küba için savaşa girmeye hazırlarsa, demek ki nükleer savaşa girmeye hazırlardı ve o zaman biz de altı ay içinde elimizdeki bütün kartları açmalıydık”. Ruslar geri adım attılar. Ama iki hafta boyunca dünya nefesini tuttu, tüm insanlık delirmenin eşiğine gelmişti. Sonuçta KGİ, süper güçler arasında topyekûn bir savaşın başlamasına meydan vermedi. Ama rakip imparatorlukların çevre bölgelerinde sayısız vekâlet savaşının patlak vermesini engelleyemedi.
KGİ: “Karşılıklı Garantili İmha”.Kitabı okudu
Merhaba kitapseverler #LanetliKalp#Bilinmeyendiyarlar#oytundemir#fantastik#ozlemli_kitaplar#okudumbitti _" Bazen problemlerimiz gözümüze olduğundan büyük görünür". _" Oysa yapmamız gereken tek şey cesaretle ileri doğru bir adım atmaktır." Fantastik dünyaya güzel bir giriş yaparak ,boyutlar arası gezecek ve bu üç Kafadar arkadaşlar ile Lanetli kalp' in ilk seri kitabına yolculuk yapacağız. Haydi !! #Bilinmeyendiyarlar  Çise bir gece gerçek ile rüya arasında yaşadığı bir olay sonucunda hayatı bambaşka olur. Bu olayı büyüklerine anlatamaz. Niye mi ? der gibisiniz ... Şöyle karşısına çıkan Etsegh isimli varlıklar onun kalbini lanetledikleri yetmiyor gibi birde dilini de bağlamışlar. Çise büyüklerine derdini anlatamayınca , arkadaşları olan Vorlan ve Firlo ' ya anlatır. Başta inanmasalarda kısa bir süre sonra arkadaşlarını buna inandırmayı başarır. Bu üç kafadar bilinmeyen diyarlara yol alırlar. Uyku diyarından tutunda Göl başındaki şatonun büyülü sularına  kadar upuzun bir yolculukta başlarına neler gelecek? Bu üç kafadar arkadaşlar laneti kaldıracaklar mı? dersiniz .. Ya sonra?   Üç kafadar arkadaşın fantastik yolculuğuna hazırım diyenlere duyurulur. Sayfamda bu serinin kitapları mevcuttur.Bu türü sevenlere önerim olsun. Sağlıcakla kitapla kalın @perseusyayinevi @aylinin_kitaplari
Benim Adım Feridun
Çay bahçesinden kalkıp Çuğra tarafına yürümeye başladım. Kamplar, oteller, pansiyonlar, parmak arası terlikler, beyaz atletlerin içinde daha gevrek duran bronzlaşmış omuzlar, kızarmış burunlarının derileri soyulmaya başlamış, dondurma yiyen çocuklar, bisikletlerin peşinden koşan güzel gülüşlü köpekler ve mısırcılarla dolu bir dünya. Sanki bütün bu yüklerinden kurtulmuş, bu hafiflemişlerin dünyasında, kafamın ve göğüskafesimin içinde erimiş demir taşıyormuş gibi yürüdüm bir müddet, kederle. Geçsin istiyordum, nefesim genişlesin istiyordum artık.
Sayfa 29
Reklam
Bir evim ve o evde beni bekleyen hem bana eş ve bana tabi, kaldırıp götüreceğim, taşıma emaneti bana verilmiş bir varlık var, sorumluluğum var. O da şaşkın ve çaresiz, o da ihtiyacını keşfetmek için çır çır çırpınıyor. İhtiyacına onu ben vasıl edebilir, hiç değilse yola kılavuzlayabilirim, bu sebeple eş olduk, diye düşünüp koşar adım eve içinde en gizli ve sessiz benliğin, "Yine riyaya binek mi oldun, ne oldun," deyişini de duyarak varla yok arası tökezleyerek seğirtti.
Sayfa 43 - İletişim yayınları
İntihar etmiş olanların ruhu, gözün görebildiği yere kadar kupkuru bir çölde durur. Ne bir adım öne, ne yana, ne geriye adım atabilir ve bu sonsuza dek bu şekilde sürüp gidebilir. Bu yüzden intihar edenler iki kez ölmüş oldukları için her daim “ara” boyutta kalırlar. Çünkü ne dünyadaki işleri bitmiştir ne de atalarının katına geçmeye hazırdırlar. Denizle kum arası, evin içiyle dışı arası, ülkeler arası, gökle dağ arası gezip dolaşırlar. Boyutlar arası gezebilen Şamanlar çift ölmüş kişiyi bulamazlar, çünkü Şaman’ın gezdiği boyutların bile arasında gezer çift ölmüş ruhlar. Bu ruhlar bir süre sonra artık tamamen gücünü yitirmeye başladığında yeraltının hizmeti altına girerler çünkü ruh bilincini tamamen yitirmiştir. Bu nedenle intihar edenlerin mezarı, kıyafetleri ve eşyaları, yaşadığı evin çok uzağında kimsenin bilmediği bir yere, yüzleri yere dönük şekilde gömülür.
Dünya, sizin aklınıza bırakılamayacak denli değerlidir, sahiplidir ayrıca. Direneni yoldan çekeceklerden biri de benim. Ya akışa katılacak ya da bir çöp gibi bir kenara atılacaksınız. Arası yok, hiç olmadı, kimse yenemedi ya uydu ya öldü itiraz edenler.
Sayfa 105Kitabı okudu
Hapishane köpeği olarak ... nerden çıktığını hatırlamıyorum ama sonraları hapishanede Belka adında başka bir köpek daha türedi. Belka garip bir yaratıktı. Birisi arabasıyla hayvanın üstünden geçtiğinden beli o kadar çukurlaşmıştı ki, koşarken uzaktan Belka'yı birbirine yapışık iki beyaz hayvan sanırdınız. Feleğin sillesini yediğinden olacak her zaman boynu eğik durmaya karar vermiş gibiydi. Bizden birisini görür görmez adam daha birkaç adım ötedeyken hemen '' Ne istersen yap, teslimim." der gibi sırt üstü yatırverirdi. Önünde yuvarlandığı her mahpus da sanki yapılması gereken bir ödevmiş gibi mutlaka hayvanın karnına tekme sallar " Tüh rezil! " diye söylenirdi. Belka gıkını çıkarmaya bile cesaret edemez, ancak canı çok yandıysa, boğuk, acıklı bir sesle ulurdu... Bir kere Belka'yı sevmek istedim; bu onun için o kadar yeni beklenilmedik bir şeydi ki. Hayvancağız önce dört ayağı üzerinde yere çöküverdi, bütün gövdesi ürperdi; sonra çok duygulandığından olacak, iniltiyle ağlama arası sesler çıkarmaya başladı. Acıdığım için onu sık sık seviyordum. Sevgime iniltilerle karşılık verirdi hep. Beni ta uzaktan görünce inlmeye başlar, acıklı sesler çıkarırdı.
Sayfa 301
343 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.