Bizi düşmanın attığı taş değil, dostun attığı gül yaralar
Hallac-ı Mansur, cezbe ve sekir halinde söylediği ve mazur bulunduğu Ene’l-Hak cümlesi yüzünden idama mahkûm edilir. Onu asılacağı meydana getirdiklerinde etrafta mahşerî bir kalabalık vardır. Hallac-ı Mansur darağacını görünce güler ve kalabalık arasında gördüğü dostu Şibli’den seccade isteyerek iki rek’at namaz kılar. Ardından şöyle duâ eder: “Allah ım burada senin dinin uğruna gayrete düşüp beni öldürmek için toplananların suçlarını affet.”
Bu esnada kalabalık içinden özellikle düşmanları, fırsat bu fırsat diye Hallac-ı Mansur’a taşlar atarlar. Hallac-ı Mansur bunlara ah bile demez hatta tebessüm eder, ama dostu Şibli ağlayarak kırmızı bir gül atınca Hallac-ı Mansur inler ve şöyle der: “Taş atanlar avam takımı, bilmiyorlar, halden anlamazlar. Onların taşı bizi incitmez ama halden anlayan bir dostun attığı gül bile bizi incitti, canımızı acıtır.”
"Allah'a istiğfar etme, insanların yaptığı şekilde; 'Allah'ım! Bizi affet.' demek değildir. Bilakis, ayette, Allah şunu emrediyor gibidir: Günahlarınızı, yaptıklarınızla affettirecek bir halde/durumda olun."
Te'vilat, Maturidi
Bu gun sevgililer gunu!
Herkes birilerine birsey alma telasinda !
Ya mazlumlara ,yoksullara ,yolculara?
Kim almak isiyor?
Allah im sen günahlarımızı affet ,ve bizi isla eyle İnşAllah
Amin!
"Siz Allah'ın dinine yardım edin ki,
Allah da size yardım etsin."
(Muhammed Sûresi, 33)
İslâm'ın nûruyle aydınlanmış bir
sîmâ, Allah'ın dinine yardım ettikçe
gençleşen bir yürek: Kazakistanlı
Orazgül hanım !.. Yaşı altmış yedi,
ama görenleri şaşırtacak derecede
genç ve dinç!.. İslâm dininin
Kazakistan'da yayılması için büyük
bir gayret
“…Olur ki, hoşlanmadığınız bir şey
sizin için hayırlı olur. Olur ki, sevip
arzu ettiğiniz bir şey sizin için şer
olur. Doğrusunu Allah bilir, siz
bilmezsiniz!” (Bakara, 216)
Uzun yıllardır bu sevinçli haberi
bekliyordu. Sanki ayakları yerden
kesilmiş heyecanından uçuyordu.
Hemen beyine, annesine, ne bileyim,
onun derdini yüklenen herkese