256 syf.
·
Not rated
Apartheid, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde, 1948-1994 yılları arasında iktidarda bulunan Ulusal Parti hükümeti tarafından uygulanan, ırkçı ve ayrımcı bir politikadır, projedir.Beyaz ırk devletin tüm kontrol mekanizmasına ele geçirip , beyaz ırkın çıkarlarını, siyah ırktan üstün tutmuştur, bu dönemde. Beyazların dışındaki Afrika halklarını
İyi Doktor
İyi DoktorDamon Galgut · Yapı Kredi Yayınları · 2022112 okunma
Bir yüzün asya ey kalbim bir yüzün afrika.
Reklam
Kadınlar bilirim ülkeme ait Yürekleri akdeniz gibi geniş, soluğu afrika gibi sıcak Göğüsleri Çukurova gibi münbit Dağ gibi otururlar evlerinde Limanlar gemileri nasıl beklerse Öyle beklerler erkeklerini Yaslandın mı çınar gibidir onlar sardın mı umut gibi.
Şeytan'ı Afrika'da aramak mı? İnandırıcıbir şey mi bu! Çünkü bu kıtada ortalığı kırıp geçirmiş tek Şeytan beyaz adamdır.
Sayfa 260
Yeterince Para Hiçbir Zaman Var Olamaz
Para icat oldu olalı hiçbir zaman herkesin istediğini veya ihtiyaç duyduğunu almasına yetecek kadar olmadı. Yeterince para hiçbir zaman var olamaz. İnsan hakları ve demokrasi üzerine yapılan tüm o konuşmalarda, dünyadaki servetin %85'inin yalnızca nüfusun onda birinin elinde olmaya devam etmesini önlemek adına hiçbir şey söylenmedi. Sömürgeciliğin sözde sona erişi, her yıl yüz milyarlarca doların yoksul ülkelerden zengin ülkelere akışını durdurmadı. ABD'de bile nüfusun beşte dördü tüm servetin hâlâ yalnızca %15'ine sahip; en zengin %1 ise yaklaşık üçte birine. Sanayileşme, ilk aşamalarında düzenli olarak zengin ettiğinden daha fazla kişiyi fakirleştirdi. Finans kriteri bakımından Afrika başarısının modeli olan Botswana -yirmi yıl boyunca %7'nin üzerinde ekonomik büyüme kaydetti, gayrisafi milli hasılasını altı katın üzerine çıkardı - nüfusunun yarısı hâlâ günde bir doların altında gelirle yaşıyor. Daha bile etkileyici bir ekonomik büyümenin ardından Hindistan'ın şehir nüfusunun %55'i 5.5 metrekareden daha küçük bir alanda yaşıyor; bu rakam ABD hapishaneleri için belirlenmiş minimum alana denk.
Sayfa 68-69
Enver Paşa, Teşkilât-ı Mahsusa adı altında bir teşkilat kurmuştu. Bunun gayesi Osmanlı memleketi haricinde, Makedonya'da, Kafkasya'da, Mısır'da, Afrika'da. Acemistan'a, Türkistan'da, kısacası Osmanlı milli emellerinin olabileceği her yerde özel maksatlar takip etmek… Bağdat'ta, İngilizlerle muharebede mağlup
Sayfa 192 - Karlsbad’da Geçen Günlerim (30 Haziran 1918-28 Temmuz 1918) - Hüseyin Cahit Bey'in Altın KalemiKitabı okuyor
Reklam
"İnsanlar ilk olarak 2,5 milyon yıl önce Doğu Afrika'da, "Güney Maymunu" anlamına gelen Australopithecus adı verilen bir maymun cinsinden evrimleşti. Yaklaşık iki milyon yıl önce, bu arkaik erkek ve kadınların bazıları anayurtlarını terk ederek Kuzey Afrika, Avrupa ve Asya'nın çeşitli yerlerine göç ettiler. Kuzey Avrupa'nın karlı ormanlarında hayatta kalmak, Endonezya'nın nemli cangıllarından daha farklı özellikler gerektirdiğinden, insan toplulukları farklı yönlerde evrildiler. Bunun sonucunda pek çok farklı tür ortaya çıktı, biliminsanları da bunların her birine ayrı birer şatafatlı Latince isim koydular."
Sayfa 21 - Kolektif Kitap
Dil ve tarih milleti millet yapan iki önemli unsur.
Fransız devrimi sonrası milliyetçi akımların hız kazanması ve uluslaşma sürecinin artması ile birlikte Türkçülük'te bir akım olarak ortaya çıkar. Türkçülük akımı Tekin Alp ile başlar. Türk ruhunu yazan Mois Kohen'e Türkçüler borçludur. Babası haham olan Selanik yahudisi dışarıda aslı ismi olan Mois Kohen'i kullanırken, içerde ateşli Türk milliyetçisi olarak Tekin Alp ismini kullanır. Ama aynı Mois Kohen Osmanlı Türk Devletinde Türkçülük akımını başlatırken "Araplar bizi arkadan vurdu" sloganının mimarı olarak da Türk-Arap ayrışmasını da sağlar. Türkler Araplarla uğraşırken İngilizlerle dostluk dostluk kurup Ortadoğu petrollerine el koyar.Türkçü Moes Kohen'in açtığı yara kapanmadı, devam etmektedir. Tarihimizde Mois Kohen dilimizde Agop Martanya'nın imzası vardır. Cumhuriyet döneminde ise Türkçülük ve Türklükle ilgiliTürk olmayanlar etkin olmuştur. Türklerin emperyal politikasında etkin olan yeni tertiplerle geniş bir coğrafya'da varlığını sürdürmesine yarayan Türkçe merkezli Osmanlıca tasfiye edilip aruı Türkçe adı altında arapça ve farsça atılması projesi doğal müttefiklerini kaybetmesine neden olmuştur. Cumhuriyet dönemi Türkçe, Anadolu, Balkanlari Kafkasya, Ortadoğu, Afrika uzak doğu ortak dili olmaktan çıkarılmıştır. Bu ise yine Türk olmayan bir ermeni kanalıyla yaptırılmıştır.
Göçebe ve Bahçıvan Toplumlar
Göçebelik, insanların yaşayabilmek için ev hayvanlarına dayandığı toplumlardır. Yetiştirdikleri hayvanlar arasında sığır, koyun, deve, lama ve ren geyiği vardır. Göçebe toplumlar, Afrika, Orta Doğu, Güney Amerika ve Asya'nın steplerindeki bazı yarı kurak topraklarda yaşamışlardır. ...Göçebe toplumlar, hayvanların, süt, yün, kıl gibi her türlü yan ürünlerinden faydalanırlar. Akrabalık (kabile) son derece önemlidir. (6) ...Bizler de tarihsel olarak göçebe bir kültürün mirasçılarıyız. ...Avcı ve toplayıcı toplumlardan sonra ortaya çıkan ikinci kol ise, toprağın daha verimli olduğu bölgelerde yaşamış olan bahçıvan (horticultural) (7) toplumlardır. Bahçıvanlık, toprağın işlenmesinde basit el aletlerinin kullanıldığı bir teknolojiye dayanır. Bu toplumlar, doğada hazır olanlardan daha çok, toprağı ekerek ya da işleyerek yiyecek elde ederler. Avcı ve toplayıcıların aksine, bahçıvanlık toplumları daha az göçebedir. (6) Thomson, W.E; and Hickey, J.V.; Age., 135-7. (7) Schafer, R.T.; Lamn; R.P., Age., 421-422
Sayfa 140 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
Türkiye üç kıtanın ( Asya, Afrika ve Avrupa) birbirine en yakın olduğu noktada Avrupa ile Asya’nın buluşma noktasında yer alır. Coğrafi konumu nedeniyle Anadolu tarih boyunca önemini hep korumuş ve bir çok büyük uygarlığın doğum yeri olmuştur.
Reklam
300 yıl iyimser olmuş Führerim.
(Fransa) ordusunu, gittikçe artan bir ölçüyle büyük imparatorluğunun renkli ahalisinin kaynakları sayesinde kuvvetlenmesinden başka, zenciler tarafından istilasının Avrupa toprakları üzerinde bir Afrika devletinin doğmasından gerçekten bahsedebilecek bir surette seri yükselişler göstermesi de bunda rol oynuyor. Bugünkü Fransa'nın sömürge politikası, eski Almanya'nın politikasıyla mukayese edilemez. Fransa'nın gelişmesi şimdiki tarzda üç yüz sene daha devam edecek olursa son Fransız kanı, kurulmakta olan Afrikalı ve Avrupalı melez devletin içinde ortadan kalkacaktır. Çin'den Kongo'ya kadar uzanan bağımsız bir yerleşme arazisi vücut bulacak ki devamlı bir melezleşme tesiri altında ağır ağır oluşan aşağı bir ırkla dolu olacaktır. Fransız sömürge politikasını eski Alman politikasından ayıran vasıf da budur. Alman sömürge politikası, bütün yaptıklarımız gibi hep yarı tedbirlerden ibarettir. Ne Alman ırkının iskan topraklarını genişletti, ne de canice olmakla beraber zenci kanına müracaat suretiyle Reich'in kuvvetini takviye etme teşebbüsüne kalktı.
Afrika'nın belli bölgelerine ve dönemlerine ait rakamlar toplandığında 10 milyondan fazla Afrikalı köle olarak kıtadan taşındı.
Afrika'ya gitmek birçok kişi için kötüdur, oradan ayrılmak ise herkes için çok daha kötüdür.
Sayfa 135Kitabı okudu
Çocuk her yerde çocuk değildir. Çocuk Suriye 'de kayıptır. Yemen'de açtır. Gazze'de şehittir. Afrika'da işçidir. Afganistan'da yaralıdır . Irak'ta yetimdir, öksüzdür. Doğu Türkistan'da mazlumdur . Avrupa'da ya prens ya da prensestir...
“Misyonerler Afrika’ya geldiğinde bizim topraklarımız onların İncilleri vardı. Dua edelim dediler. Gözlerimizi kapattık. Açtığımızda, bizim incilimiz, onların toprakları vardı” (Kenya'nın kurucu devlet başkanı Jomo Kenyata, Batı ülkelerinin Afrika gelişini bu sözlerle dile getirmişti.)
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.