Her nam belasıyla gelir. Aile tarihi makas atar. Rivayete göre Halfeti beylerinden biri hastalanır, şiddetli başağrısı çeker. Doktorlar bakire kızlar bulmasını ister ve toplam altmış köyde bakire kız ararlar. Amarada Abdullah'ın kız kardeşi Ayn vardır. Bunu duyan Hüseyin, kızını vermek istemez. Kavga çıkar. Uzun sürtüşmelerden sonra araya
İbrahim'i ıssızda gördüler
Çevirdiler dört yanını dört kara silah
İbrahim yenile on altı yaşında
İbrahim'in suçu büyük
İbrahim halkını seviyor
Dalıyor umutlar içinde
Gelecek aydınlığı düşlüyor
"Ur'a Ağıt", bazı akademisyenler tarafından Eski Ahit'teki Ağıtlar Kitabı'na benzetilmişti.
Akademisyenlerin birbirinden farklı çivi yazılı tabletlerden bir araya getirdikleri bu coskulu eserde Tanrıça, Ningal şehri için göz yaşı döker:
"Çanak çömlek değil de ölüler kaplamıştı kapıları. Aralandı surlar; yığıldı
Pitzipios'un Sultan Abdülmecit için ileri sürdüğü bu öngörüsü o dönemde gerçekleşmedi. Ama şimdiler-de yani devr-i Cumhuriyette saltanat süren asaletsiz ha-nedanların, Avrupa Birliğine adaylığımızın bilmem ka-çıncı ve de son kez ilanıyla birlikte, hanedanlarının gele-ceğini sağlama bağlamak için aynen ve tıpatıp Pitzipi-os'un önerdiği Hıristiyanlaşma yoluna girdiklerini söyle-mek fazla abartılı olmasa gerektir.
Bakınız Yalçın Küçük, "Kayıplarımıza
Ağıtlar-1 Türkiyat” başlıklı makalesinde
neler yazıyor:
Hacer'i düşünürken susuzluğun ikna edici gücü, çölün usandırıcı sıcaklığı bizi kendimize getirmez mi? Ya İsmail'in hıçkırıkları? Susup dinlerseniz, işitirsiniz yalvarmalara, yakarmalara karışan İsmail'in sesini. Bu ses bir çağrıdır aslında, Hz İbrahim'in çağrısı gibi, hacer'in yürümesi, koşturması gibi.
KENDİ ÇÖLÜMÜZDE ÇIKTIĞIMIZ VE HER ZAMAN BİZİ SARSAN YOLCULUKLARI AKLIMIZA GETİRMEMİZ İÇİN BİR ÇAĞRI.
'Allah bize yeter, demişti Hacer, tevekkül içerisinde. O bizi himayesiz bırakmaz..