Bir yanda deniz, bir yanda vahşi bir düşman! Dünyaya açılan tek kapınız kapalı...
Sınırlı sayıda gelen yardımlara ulaşabilmek için eğlence olsun diye adam öldüren keskin nişancıları geçmek zorundasınız.
İnsanlar bir yerde toplandığında üzerine bomba yağdırılıyor. Çocuklarınız sizden yiyecek bir lokma ekmek bekliyor!
Bir çuval un bulabilmek için
Her nam belasıyla gelir. Aile tarihi makas atar. Rivayete göre Halfeti beylerinden biri hastalanır, şiddetli başağrısı çeker. Doktorlar bakire kızlar bulmasını ister ve toplam altmış köyde bakire kız ararlar. Amarada Abdullah'ın kız kardeşi Ayn vardır. Bunu duyan Hüseyin, kızını vermek istemez. Kavga çıkar. Uzun sürtüşmelerden sonra araya
“Her şekilde kaybediyorsan acını diri tut, Esav. Yolda karşılaştığın bütün insanlar sadece suratına bakarak dahi çektiğin zulmü anlasınlar. Her şekilde kaybediyorsan, öyle bir kaybet ki yeryüzünde hiç kimse senin mertebene erişemesin. Serüvenin asırlar sonra bile dilden dile dolaşsın. Her şekilde kaybediyorsan, bırak seni kötüleyen ağıtlar
İbrahim'i ıssızda gördüler
Çevirdiler dört yanını dört kara silah
İbrahim yenile on altı yaşında
İbrahim'in suçu büyük
İbrahim halkını seviyor
Dalıyor umutlar içinde
Gelecek aydınlığı düşlüyor
"Ur'a Ağıt", bazı akademisyenler tarafından Eski Ahit'teki Ağıtlar Kitabı'na benzetilmişti.
Akademisyenlerin birbirinden farklı çivi yazılı tabletlerden bir araya getirdikleri bu coskulu eserde Tanrıça, Ningal şehri için göz yaşı döker:
"Çanak çömlek değil de ölüler kaplamıştı kapıları. Aralandı surlar; yığıldı
Ben kudüs'ün kalbi Filistin'im Vera
Semada adıma ağıtlar yakan,yeryüzünde ise şiirler yazılan Filistin ..!
Ama bak Vera Filistin'in sokaklarında ,Filistin'in kalbi olan Kudüs'de ;kuş uçmaz kervan geçmez Yusuf'un terk edildiği kuyudayım
Niyazımı şeb-i yeldanın olduğu zamanlarda arşa ediyorum
Titriyor gök ardından damlalar yüreğimi bir kere değil bin kere bir kez daha hüzne boğuyor Vera
Öldürülen çocuklara ve kadınlara mı yanayım yoksa ümmetsiz kalan yalnızlığıma mı Vera ?
Filistin' den Dicle'nin ırmaklarına akan
ordan Fıratın ırmağında buluşup Basra Körfezine giden şattülarabın mezopotamyasıdan mı yıkayım gönlümdeki hüzünleri?
Gerçi hüznüme dayanmaz Fırat ve Dicle
Kan ağlar ,kan kusar sonra da taşar dilsiz kalan ülkelere
Vera söyler misin bana
Seni tekrar nasıl bulacağım veya sen beni bulabilecek misin ?
Herbir masum çocuğun gözünde sen beni bulacaksın bende seni sadece semalarda degil yeryüzünde de bulacağım Ey Kudüs
.......
🥀✍️🥀✍️🥀✍️
Türkan ŞENGÜLER
Pitzipios'un Sultan Abdülmecit için ileri sürdüğü bu öngörüsü o dönemde gerçekleşmedi. Ama şimdiler-de yani devr-i Cumhuriyette saltanat süren asaletsiz ha-nedanların, Avrupa Birliğine adaylığımızın bilmem ka-çıncı ve de son kez ilanıyla birlikte, hanedanlarının gele-ceğini sağlama bağlamak için aynen ve tıpatıp Pitzipi-os'un önerdiği Hıristiyanlaşma yoluna girdiklerini söyle-mek fazla abartılı olmasa gerektir.
Bakınız Yalçın Küçük, "Kayıplarımıza
Ağıtlar-1 Türkiyat” başlıklı makalesinde
neler yazıyor: