Tsili, beni oldukça etkileyen holokosta dair bir kitap. Köle ve Boyalı Kuş kitapları ile benzer etkiler bıraktı. Ancak Köle kadar değil elbette. Bu kitapta acı, dram, hüzün ve umutsuzluk duygusu çok iyi anlatılmış. Beni en çok etkileyen Mark karakteri oldu.
Mark karakterinin delirmenin eşiğine yaklaştıkça gölgelerle olan mücadelesi o kadar güzel tasvir edilmiş ki! Psikolojinin sanatsal anlatımıdır bu. Mark'ın kafasındaki korkuları, çatışmaları çok iyi anladım. Yaşadığı çaresizliği içselleştirip kabullenmeye doğru gidiyordu sürekli.
Burada konu dışına çıkacağım, Don't Starve Together diye bir bilgisayar oyunu oynamıştım yakın zamanda. Orada da karakter delirmeye doğru yaklaşırken gölgeler sarıyordu etrafı. Oynayanlar bilir. Mark'ın yaşadığı tam da böyleydi.
Bir de, farklı olana duyulan düşmanlığı, farklı olmanın zorluğunu okudum Mark'ın gözlerinde. Tsili'nin de farklı olduğunu hissetmişti. Oradan geçip giderken...
Kitabın sonunda Tsili'nin bebeğinin ölmesi karnıma bir ağrı gibi saplandı. Nedense mutlu bir son beklemiştim.
Farklı olana duyulan düşmanlık, farklı olmanın zorluğu.
Bir de, "onlar gibi olamamak".
Bu kitap bunun romanı.
Tsili'yi okuyun, tanıyın onu.
Çok da uzak değil holokost.
Ve diğer soykırımlar da.
Bir şarkı: Agnes Obel - Aventine
M. Baran
Ankara
25.12.2020