Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
️️Artık her şeyi duydum, geriye dönemem. İnsanlara kaptırma kendini, durmadan koşuşma, onlara uyma, insan bir makinedir, bir yerde bozulur, yavaş kullan aklını, şimdi biraz dinlen, şimdi hep birlikte saçmalayalım, aklımızı dinlendirelim, mantığımızı dinlendirelim, rüyada yaşayalım. (Aman dikkat et, kafanı bir yere çarpma. Deliler uzun yaşar,
_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
Reklam
Ah bu hayaller de olmasa napardık
Beni avutan tek şey onun varlığıydı. Bu hayale sokulmak için gözlerimi kapattım.
"`Biliyor musunuz, Nastenka, nereye vardım? Biliyor musunuz artık kendi duygularımın yıldönümünü kutlamaya, daha önce hoş gelmiş, aslında hiç olmamış bir şeyin yıldönümü kutlamaya karar vardırdım - çünkü bu yıldönümünü bütün o boş, amaçsız hayaller için kutlanıyor - ve bunu yapmak zorundayım, çünkü bu boş hayaller yok, daha sonra hiçbiri
Sayfa 57 - can yayınlarıKitabı okudu
Ah bu rüyalar... Ah bu hayaller... Onlar da olmasa geçer mi zaman çekilir mi hayat? Çocuk dünyamda en çok görmek istediğim annemle rüya da bile olsa kavuşmak güzeldi bir de sonu ayrılık olmasa... Hayırdır inşallah! Yine rüya görmüştüm. Annemi görmüştüm rüyamda. Uzun saçlarımı örüyor, saçıma kurdeleler takıyordu. Sonra da gelincik ve papatyaların arasında koşturduğumu gördüm. Anneciğim oturmuş çiçeklerden taç yapıyordu bana, sonra da o tacı başıma takıyordu. Nasıl da güzel olmuştu başımdaki taç. Annem bana sarılıyor, beni doyasıya öpüyor öpüyordu. Sonra elimi birden bırakıp gidiyordu.
Ah, evet, insan yalnızken, yurtdışında yaşarken, hiç durmadan kendi dili ya da ilk dili olmayan bir dili konuşurken, hiçbir zaman olduğu gibi değildir - tam olarak değildir, tıpatıp değildir. Yokluğumuzun süresi ne kadar uzarsa uzasın, ne zaman noktalanacağı, baştan belirlenmediği için ya da başta belirlenen tarih bulandığı ve belirsizleştiği için
Sayfa 86 - III DansKitabı okudu
Reklam
Ah! Hayaller de olmasa...
Hayal kurmayı seven biri olmak kurtardı beni.
Sayfa 55 - Mahzen YayınlarıKitabı okudu
Lâyihanın en umumi meselesi dil meselesidir. Araplar diyorlar: Biz Türkçe bilmiyoruz. Şimdiye kadar Türk hükûmeti bize kendi dilini öğretmedi, öğretemedi, şimdi den sonra da öğretemez, hem Türkçe öğrenmeyi kendimize gerekli de görmüyoruz. Türkçede bize fayda getirecek asâr yok. Türkçe, Arapçadan daha mükemmel, daha medenî bir dil değil; Türkçe
Bu uyum gösterememe, bu anlayışsızlık, bu bencillik, beni tek başıma bırakan bu insandan kaçma huyu, biliyorum, benim için bir felaket. Çünkü benim kadar başka insanlara gereksinim duyan kimse yoktur. Derbeder yaşantım yüzünden, her an onların yardımlarına ihtiyacım var. Bir ailesi, bir mevkii olmayan bir adamın, hemcinslerine ihtiyacı olmaması
Ah, hayaller de olmasa...
"Bazen böyle hayaller kurmak da iyiydi. İnsan, içini kemiren kaygılardan sıyrılıyordu biraz."
Sayfa 73 - YüzyüzeKitabı okudu
Reklam
Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek’i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek
Sayfa 142 - Ötüken