Ah gençlik! senin her yeni cilven,hayat denilen şu karmakarışık ve karanlığın hüküm sürdüğü yeri aydınlatarak yorgun gözlerin kaygısını gidermemiş olsaydı biz bu yaşayıştan ne beklerdik?
(Nabizade-i Nazım hala güzel)
Sisli bir sabahtı henüz
Etrafı bürümüştü bir duman
Uzaktan geldi bir ses ah aman aman!
Sen bu feryad-vatanı dinle işit
Dinle de vicdanına öyle hükmet
Vatanın parçalanmış bağrı
Bekliyor senden ümit.
ÖKSÜZLÜK
Sahillerden açılan balık sandalları var ...
Ta baş taraflarında yakılan ateşlerin
Durgun suda alevden sallanan dalları var.
Yükseldi uzaklaşan sandallardan bir şarkı. ..
Bu, son bir hıçkırıktır, bir elemdir ki derin
Matemiyle anıyor yıkılan yüce Şarkı.
Pul pul parıldıyorken ayın altında deniz,
Arkamdan sesi geldi ufka dalan eşlerin ...
Bu ilkbahar gecesi yalnız benim kimsesiz.
Kimsesiz, son matemin yaşıyan yadıyım;
Bir ah bile demeden can veren yiğitlerin
Yollarını gözleyen illerin evladıyım!
Şimdi ta uzaklara, Şarka dönerken yüzüm,
Anladım ki zavallı yurdumun acısını
Duymayan bu beldede kimsesizim, öksüzüm !