Şimdi ne düşünüyorum biliyor musun? Dışarı çıktığım zaman kendime üç çalışma yeri yapacağım.
1.) çalışma odası. Burda sabahları senin için şiirler yazacağım.
2.) bir resim atölyesi. Burda ikindiye kadar senin resmini yapacağım.
3.) bir marangozhane. Burda akşamları sana cevizden, abanozdan çeşitli oyuncaklar oyacağım. Geceleri ayağının dibine oturup, evvela senin için yazılan şiirleri okuyacağım, sonra yapılan resimlerini göstereceğim, sonra oyuncaklarını vereceğim. Sen gülümseyeceksin. Ve bu kadarı bile bana yetecek. Ah sevgilim, sevgilim.
Ah sevgilim, şimdi yani başında olsam, uzun parmaklı ellerini tutsam, parmaklarının ucundan öpsem. Sonra avuçlarının içini çevirsem,
avuçlarının içinden öpsem
Ah sevgilim, şimdi yani başında olsam, uzun parmaklı ellerini tutsam, parmaklarının ucundan öpsem. Sonra avuçlarının içini çevirsem, avuçlarının içinden öpsem.
HAYAT VE ÖLÜM
Göklerde dumanlı bir ziya var da
Bu gökler içine ay her girişte
Kısalıp uzuyor günlerim yollarda...
Yan yana ağaçlar sarsılıyor
Yollarda biriken sularda işte
Onların sallanan akisleri var
Lambası kısılmış penceresinde
Bir dalgın kadının beyaz gölgesi
Sarsıldı, inlerken bir âh sesinde
Uzaktan uzağa öttü bir tren
Boşluğu yırtarken bir buhar sesi
Bu kısa rüyadab uyanmışım
1335(1919)
Ah, ah karıcığım. Günler çok uzun geçiyor bu aralık. Her gece kendimi senin yanında görüyorum. Taze, şeffaf, sert ve yumuşak bir yemiş gibi ağzımda, renk renk bir çiçek gibi gözlerim- de, bir bahar havası gibi burnumdasın...