Mendilimde Kan Sesleri
Hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse Çocuklar, kadınlar, erkekler Trenler tıklım tıklım Trenler cepheye giden trenler gibi İşçiler Almanya yolcusu işçiler Kadınlar Kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi
Vasiyetimdir Sevgili Atölyem;
‘Ah’lar Ağacı 1- Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Reklam
Aşkın başlangıcı hayranlık. Kimbilir ne büyük haz onunla sevişmek, deriz. Sonra ümit. Sevgilinin kemalatına dikkat kesilinir. Ümit, en çekingen kadının bile gözlerinden okunur. Aşk belli eder kendini, ilk kristalizasyon başlar. Aşkından emin olduğumuz bir kadını dünyanın bütün güzellikleri ile süsleriz. Saadetimizi ballandırdıkça ballandırırız.
8 Mart'a özel...
Tuba
Tuba
Emre Karadağ
Emre Karadağ
Demiştim ki... "KADIN; annedir, kardeştir, evlattır, AŞK'tır. Bir idoldür, ideolojidir, mucizedir. Vardır ve hep var olacaktır." Kitap'sızlar'daki tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü tebrik ediyorum. Her birine sevgiler, selamlar... --- TUBA'yı bu anlamlı günde anmamak
Ah Filistin...
Bir kış ikindisiydi, hava alacalı mor… Rüzgâr büyük bir öfkeyle penceremi aşındırıyor, yağmur içeri sızacak bir çatlak arıyordu. Gözlerim hızla savrulan ağaç dallarına takılıyor, bu yağmur GAZZE’ye de yağıyor mudur diyordum… Çadırlardaki kadınlar çocuklar şimdi ne yapıyor diye düşünmeden edemiyordum. Gidişine hala alışamadığım insanların, ıslanmış toprakta üşüdüğünü hayal etmek beni üzüyordu. Biraz da bunun için yağıyordu sanki. Yetiştiremediğim işler birikmiş, henüz başlayamadıklarım komodinin üzerinde beni bekliyordu. Dünya yağmurlu bir kış ikindisinde başımın tam da üzerinde dönüp duruyordu. Dalmışım, birden annemin sesiyle irkildim: – Çay hazır! Kalkıp içeri gitmeliyim diyordum, bir güç arıyordum fakat yağmur biraz daha hızlanıyor, bu kez cama çarpıp bir su birikintisine dönüşüyordu. Suların belli belirsiz görünen aksimden, yanaklarımdan ve yüzümden süzülüp gidişini izliyordum. Dizlerimi karnıma çekmiş, çeneme dayadığım ellerimden güç alıyordum. Düşünceli durgun bir denizdim ben. Yağmurda ıslanıyordum. Kalbim bir kâğıt gibi içimde katlanmış yahut bir yumruk gibi kapanmıştı. Göğsümde bir duygu yumağı iç içe geçmiş, küçük bir kördüğüm olmuştu sanki. Yavaşça doğruldum, hemen sağımda duran masaya uzandım. Kahverengi deri defterimi alıp yazmaya başladım. AH FİLİSTİN…. Leyla Arslan Yıldız Kor dergi
Dil dökerek elde edemediğim kadına iki tokat attım,dizimin dibinden ayrılmıyor. Ah şu kadınlar!
Reklam
281 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.