Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

A.

A.
@ah__
149 okur puanı
Haziran 2017 tarihinde katıldı
Bilmek
bir dönem "bilmek" kavramı üzerine epey acı çekmiştim. bu kavramı hem içten hemde dıştan bilebildiğim zaman sanki o eksik parça tamam olacaktı. ama şunu unutuyordum: bildiğini bilene yeni bir bilgi verilmezdi. Allah Resulü Cibril'in "oku" hitabına cevaben "ne okuyayım" deseydi, altı bin küsur ayet hasıl olamayacaktı. Sokrates bilmenin soylu tadına 'bilmiyorum' diyerek vardığı için ideaların aslı sana değil de ona gösterildi. önce bilmediğini kabul etmek zorundasın. ve şunu unutma bilmek yalnız ilm'el yakin seviyede değil. ayn'el yakin hatta daha da ötesinde hakk'al yakin bir bilmek de var. birçok entelektüelin bilgisinden beklediği hazzı alamamasının sebebi ilm'el yakin bilmenin zirve olduğunu sanmalaları. ne acı. bilmek bir sırdır. sözle beyanın hatta maddenin çok ötesinde. önce kabul et.
Reklam
"Şimdi o bir peygamber mi?" diye sordu. "Evet, Zeyd, o bir peygamber. Ne yaptığını kendi gözlerinle gördün. Sence bir yalancıya benziyor muydu? Kazandı Zeyd. O kazandı. Bir yalancının muzaffer olduğu nerede görülmüş? Böyle bir şey olabilseydi, ben de olurdum. Bir yalancının savaş meydanında 'Ben peygamberim!' diye bağırdığı nerede görülmüş? İnsanlar gerçek peygamberleri, gerçekleri, söylüyorken terk edip gittiler. Onun sözleri nasıl bir yalan ki binlerce insan hâlâ onun için ölüme koşuyor. Seni görmeden önce yaralılar arasında geziyordum. Birisi 'Muhammed'i son kez görseydim.' diyordu. Hangi yalancı bu kadar sevilmiştir? Allah'la konuşmayan birisi ölüm bu kadar yakınken 'Ben peygamberim!' diye bağırır mı? Elinin altında Arabistan'ın bütün zenginlikleri varken bir dilenci gibi kendi hırkasını kendi elleriyle yamar mı? Hangi yalan? Ne için yalan? Her şeyini feda edip karşılığında hiçbir şey almazken, taşlanmak aşağılanmak, savaşmak pahasına söylenmiş ne tür bir yalan bu?"
Sayfa 541
"Türkiye'deki gençlere benim tavsiyem, günlük politikalar ile uğraşmayın bütün enerjinizi işinize verin. Bilim öğrenmeye çalışın, günlük dedikodularla uğraşmayın. Ben Türkiye'deki günlük kavgalar takip edersem üzüntümden çalışamam." -Aziz Sancar (Nobel Fizik ödülü sahibi bilim insanı) Geçtiğimiz günlerde karşıma çıkan bir videodan

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Olan bitenler hoşunuza gitmiyor diye Tanrı'ya haksızlık edemezsiniz, dedi."
Sayfa 831
Bilgilendiğinizde ve sevdiğinizde daha fazla acı çekersiniz. Gün gözyaşlarıyla doğar. Aydınlıktakiler en azından karanlıktakiler için ağlarlar.
Sayfa 299
Reklam
Cezalandırılanlara merhamet edelim. Ne yazık! Biz kimiz ki? Sizinle konuşan ben kimim ki? Beni dinleyen siz kimsiniz ki? Doğmadan önce kötü bir şeyler yapmadığımızdan emin miyiz? Dünya ve zindan arasındaki benzerlik göz ardı edilemez. İnsanın ilahi adaletin sabıkalısı olup olmadığını kim bilebilir? Hayata yakından bakın. Öyle yaratılmıştır ki her yanın da cezalandırmanın varlığını hissederiz.
Sayfa 298
"Dünyayı isteyen cenneti, cenneti isteyen Allah'ı kaybeder. Bu kaybın yanında hiçbir şey kazanç olarak kalmaya devam edemez."
kim var orada?
evde tek başınaydı. kaldığı oda da aynanın kenarında duran, eriyip bitmeye yüz tutmuş mum ve zihninden odayı esir almış şavklar olmasaydı odası için zifiri karanlık denebilebilirdi. o hâlde kaç saat öyle kaldı bilmiyordu. birden bir ses duyumsadı. oturduğu masadan yavaşça doğruldu. oda da birkaç adım attı. aynı sesi tekrar duyduğunu hissetti. hızlıca arkasını dönüp "kim var orada?" diye seslendi. gözleri yalnızca aynadaki suretini seçebildi.
hep hayatımı Allah'ın delili olarak yaşamaya çalıştım. yani öyle bir yaşamalıydımki Tanrı'yı inkâr eden adam her şeyi inkâr etse bile o yaşayışı gördüğünde onu inkâr etmemeliydi. başarılı oldum olamadım bilemiyorum. bu çokta mühim değil. son nefesime kadar hep bu düstur üzere olacağım. Ancak şunu söylemeden geçemeyeceğim, burada "din ve ilahi aşk" adına paylaşılanları gören bir tanrı tanımaz olsaydım, inandığım fikre daha çok sarılır, bir dine mensup olmak istemezdim. öylesine kokuşmuş, öylesine bayağı ifadeler öylesine karşı cinse kur yapmalara şahid oluyorum ki bu platformda midem bulanıyor.
biz zannediyoruz ki okuduğumuz her kitap, altını çizmeye kıyamadığımız her cümle bizde uyandırdığı muhteşem etkiye, bizde bıraktığı tarif edilemez hazza aynı eseri okuyan diğer okurlarda da aynı şekilde bırakıyor. Aynı eserin aynı çizdimiz alıntısından aldığımız doyum bile bambaşka. İyi ki başka!
Reklam
Taşın Altındaki Yürek
Evrenin tek bir varlığa indirgenmesi, tek bir varlığın Tanrı'ya doğru yücelmesi, işte aşk budur. * Dünyayı tek başına dolduran varlığın yokluğu ne büyük bir boşluktur! Ah! Sevilen varlığın Tanrı'ya dönüştüğü ne kadar doğru. Diyebiliriz ki Tanrı evreni ruh, ruhu aşk için yaratmamış olsaydı, Tanrı kendini kıskanabilirdi. * Her şeyin arkasında
Sayfa 237
"Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek" Yavuz Sultan Selim
"Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme"
Biliyorum hepimiz kendi sınavlarımızı veriyoruz, tasavvuf saflaşmak, safaya ermek demek ve herkes kendi saflaşmasından mes’ul, kendimizi frenlemek, kontrol etmek; diğerinin ne yaptığını eleştirmekten hep daha faydalı oldu , neticesinde birbirimizle sınanıyoruz.... Nerde ne zaman ne söylediğimiz ne yaptığımız çok önemli.Bir popüler kültür var ve
1.058 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.