İki gün hafta sonu hemen uyku bozuluyor Allah'tan lamba çırağ zamanı değil
Yoksa Mevlana misali
آی شمع، آهسته بسوز که شب دراز است
"Ey mum aheste aheste yan ki gece uzun" derdik.
Anne güllerin bezemesi, gülden deste anne, sözümde tutuklu, tarifsiz beste anne, yanar yürek, can bitkin kafeste, anne hasret bağırda, anne içimde aheste. Seni çok seviyorum anne, anneler günün kutlu olsun.
"Senin benim hakkımdaki olumsuz hislerini giderileceğimi bilmek, bana karşı önyargılarını, kalıplaşmış olumsuz düşüncelerinini değiştirebileceğimi öngörmek; bana güç, enerji ve heyecan veriyor.
Şimdilerde sandığın gibi olumsuz bir halde olmadığımı ve yerimde saymadığımı çok iyi biliyorum. Bu zamana kadar da iyi ilerlediğimi fakat henüz
Kitapta 18 öykü var. Öyküler alıştığımız, sıkça karşılaştığımız tarzda değil. Delilikle normallik arasında gidip gelen, o aradaki belli belirsiz sınırı sıkça ihlal eden kendine has karakterleri anlatıyor. Bunların kimisi paranoyak, kimisi adeta bir Don Kişot, kimisi de sosyal fobik. Bu tür uçlarda yani topluma teğet yaşayan kişilerin iç dünyasını merak ediyorsanız ya da belki de onlardan biri iseniz bu kitabı büyük bir iştahla, kahkahalar eşliğinde, bitmesin diye aheste beste okursunuz. Yer yer koyulaşan, kara bir renge bürünen rafine bir mizahı var çoğu öykünün. Öyküler beşer altışar sayfa, hiçbiri sıkmıyor ve tamamı çok pişmiş, kusursuz bir üslupla kaleme alınmış. Yazarın bu öyküleri yazarkenki olası coşku ve diğer duygulanımları okura anında geçiyor. Son Şövalye, Yabancı, Bay Ölüm, Agnostik Bir Karıncanın Serüvenleri, yazarın bu ikinci öykü kitabındaki favori öykülerim oldu.