Ahh bu maymunlar insanı fazla mı ciddiye almış ne…
Hiç şüphesiz bu ilim sahibi insan, bu çelişkilere bir açıklama getirebilirdi.
Ahh ulan..
Kalmış ser-i meydân-ı mahabbet tek ü tenhâ Zen-tab'lar almış yiri merdân unudulmış (Muhabbet meydanının başkanı yalnız ve kimsesiz kalmış, Yi­ğitlerin yerini kadın huylular almış, mertler unutulmuş.)
Reklam
Ahh Derwent :)
Hiç düşünmeden “Kendine bakmıyorsun.” dedi. “Hepsi benim yüzümden.” diye ona katıldım. “Bu ve stres. Ah, ve son birkaç yıldır almış olduğum ağrı kesiciler. Sonunda benim için faydalı olmadıkları ortaya çıktı.” “Kahretsin.” Ellerini yüzüne kapayıp başını kanepenin arkasına yasladı. “Sandım ki. “Üzgünüm.” Tekrar bana baktığında sırıtıyordum. “İstersen vaftiz babası olabilirsin.” “Ülserinin.” “Ben ona Una diyorum.” Kıkırdadı ve bu gerçek bir gülmeydi. “Bir ülser.” “Biliyorum.”
İsrailli bir mizah yazarının yazdığı It was the Lark (Tarla Kuşuydu) oyunu Shakespeare’in Romeo ve Juliet’inde geçen olayların 20 yıl sonrasını kurgular. Talihsiz aşıklar bir şekilde kaderin elinden kurtulup Ortaçağ’da yuva kurmuştur. İkinci oyunun başında, epeyce kilo almış, saçları dökülmüş olan Romeo ile durmadan sızan Juliet, tekdüze bir apartmanda uyanırlar. Çok geçmeden, aşık oldukları gece öten kuşun bülbül mü yoksa tarla kuşu mu olduğuyla ilgili öfke ve hiddet dolu bir kavgaya tutuşurlar. “Kesinlikle bülbüldü.” der Juliet. Romeo da “tarla kuşu” diye bağırır ve ekler: “Her zaman böyleydin, sen yeter ki beni kışkırt, kavga et, alay et benle! Siyah mı? Beyaz! Bugün mü? Yarın! Tarla kuşu mu? Yok, kesinlikle değil…” “Seni ahmak, inatçının tekisin… İnatçısın! Bülbüldü işte!” diye sertçe çıkışır Juliet (Kisho 1974,36) Birbirlerine sırtlarını döndüklerinde, zamanı ve yatağı bir ölüm sessizliği sarar… Oyundaki mizah ve hüzün, tutkulu ve güzel sevgili imgemiz ile Romeo ve Juliet’in ilerleyen yıllarının sıradan evliliklerden farksız olması arasındaki zıtlıktan gelir. Oyun yazarı bize adeta aşkın ilelebet sürmesinin tek yolunun sevgililerin tutkunun zirvesindeyken ölmesi olduğunu söyler.
Sayfa 79
...zaten asil kadın... Ah ahh!.. Görgü başka şey tabii... Aile görgüsü almış insanlar başka oluyor...
Sayfa 216 - EVEREST YAYINLARIKitabı okudu
ahh!
Korkunç bir bilinçlilik hali onu pençesine almış ve sanki gölgesinin, meleklerin kusur arayan bakışları altında bütün dünyanın üzerinde titrediğini görmüş gibi yazıyor... Yeryüzünün tek kusuru ben miyim?
Reklam
Tolstoy bile kaleme almış. Ahh siz kaldınlar..
"Ama ben ikisini de seviyorum, ikisini de üzmek istemem. İkisinin mutluluğu için de canımı veririm."
Sayfa 343 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları(2.Cilt)Kitabı okudu
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.