_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
"Ethics" kelimesi Yunanca "karakter" anlamına gelen "ethos" kelimesinden türetilmiştir. "Kültürel ethos" dendiği zaman, bir kültüre veya alt-kültüre ayırt edici özelliğini kazandıran ya da o kültürün özel niteliğini belir­leyen hâkim değerlerin, fikirlerin ve ideallerin tümü anlaşılır. Biz ethos'a, ancak bir soyutlama yaparak ve ideal olanı arayıp bularak ulaşabiliriz. Ethos'tan türetil­miş ethics terimi de, özel anlamda ya da teknik bir terim olarak kullanıldığı zaman, ideal olana, soyut olana işaret eder. Ethics, değerlerin ve ahlâk kurallarının incelenerek ilkeler halinde ortaya konulması sonucunda oluşur. Bir anlamda bir ahlâk sistemi, bir ahlâk görüşü ya da anlayı­şıdır. Bu bakımdan, ethics toplumda yaygın olan ahlâk kurallarından daha özel, daha bireysel ve daha felsefîdir. Bir Budist, bir Hıristiyan ya da bir Islâm ahlâkından veya belli bir tarikatın ahlâkından söz ettiğimiz zaman, burada kastedilen genel bir ahlâk değil, özel bir ahlâktır, bir ethics'tir. Bir iş ya da meslek ahlâkından, bir lonca ahlâ­kından ya da bir Ahî ahlâkından, bir hekimlik ahlâkından söz ettiğimiz zaman da, burada söz konusu olan yine et­hics'tir. Bir kişiye ya da bir filozofa ait olan özel bir ahlâk görüşünden söz ettiğimiz zaman da yine ethics'ten söz etmiş oluruz. Bütün bu örneklerde söz konusu edilmiş olan ahlâk kuralları, belli bir fikrin, belli bir dünya görüşünün ya da belli bir felsefî görüşün uygulanması amacıyla orta­ ya konulmuş olan kurallardır.
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
Reklam
Hegel, ”Modern insanın sabah duasının gazete okumak olduğunu söyler.” Insanlığın modernlik öncesi toplumsal tinle, yaşadığı zamanla kurduğu irtibatın aracı ve hatta amacı da dindi. İnsanlar mabetlere giderek kendilerini bir toplumun, bir ruhun, bir tinselliğin parçası olarak görebilir, yaşamlarına bu kavramsallık üzerinden temel ilkeler, buyruklar
AHLÂK MESELESİ...
- " (...) Kant, ahlâk unsurunun değerini vurgularken, "genel bir kanun olmasını isteyebileceğin bir ilkeye göre davran" diye dile getirilen görüşünü ileri sürer. Yine bu mevzuda, "bütün insanlığı kendinde ve başkalarında bir araç değil, bir gaye olarak görecek gibi davran" diyerek ahlâkın temel yapısını açıklığa kavuşturur. Bu küllî kanun olarak gündeme getirilen ahlâkın yanında muhtariyet ve hürriyet diye vurgulanan iki ilke-şiar daha vardır. Ahlâkın ihtiva ettiği ilkeler, tarih, devlet, hukuk gibi sahalarda da geçerlidir."
Sayfa 189 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
İslâm'ı iman, ibadet ve ahlak alanına hapsederek beşerî sistemlerin ömrünü uzatma gayreti içerisinde olanlar, Kur'ân-ı Kerîm'in bir hukuk kitabı olmadığını, İslâm Hukûku'nun fukahanın zorlamasıyla telif edildiğini iddia etmekte; Tarihselciler ise ahkâm ayetlerinin tarihsel olduğunu söyleyerek fıkhı var eden Kur'ân-ı Kerîm'i hedef almaktadır. Kur'ân-ı Kerim, pek çok mevzunun yanında hukuki mevzulardan da bahsetmektedir. Bazı ayetler hukuka dair genel ilkeler ortaya koyarken, bazıları da hükümleri mufassal bir şekilde beyan etmektedir. Hukukla bir alakası yok denilen Kur'ân-ı Kerîm'in en uzun ayeti borçlar hukukuyla alakalıdır. 208
İnsan davranışının belirgin özelliğinin,ertelenen eylem için hazırlık yapmaya yönelik yüksek bir iç gecikme olduğunu gördük. Bu eylemsizliğin biyolojik temeli, insanın uzun süren çocukluk ve yavaş olgunlaşma dönemlerine uzanır. Ama insanda eylemin ertelenmesi bunun da ötesine gider. Yetişkinler olarak, kararları verenler olarak, insan olarak, eylemlerimiz bir değerler sisteminin süzgecinden geçirilir. Ben bu değerler sistemini,ani karşı dürtüleri dengelediğimiz genel stratejiler olarak yorumluyorum.Yaşayışımızı, sorun çözmeye yarayan bir bilgisayar programı aracılığıyla düzenlediğimiz doğru değildir. Bu anlamda hayatın sorunları çözümsüzdür.Bunun yerine, davranışlarımızı, bize kılavuzluk edecek ilkeler bularak şekillendiririz.Kısa dönem için cazip olanın, nihai, uzun dönemli doyumun terazisinde tartılmasını güvence altına almak için ahlak stratejileri ya da değer sistemleri tasarlarız. Ve biz burada gerçekten harika bir bilgi eşiğindeyiz.İnsanın yükselişi,daima,kritik bir denge içerisinde sürmüştür. Daima bir belirsizlik duygusu vardır." İnsan diğer adımını atmak için ayağını kaldırdığı zaman, bu gerçekten ileriye dönük bir adım olacak mıdır, olmayacak mıdır," sorusunda düğümlenen bir belirsizliktir bu.Ve önümüzde duran nedir?Artık, fizik ve biyolojide öğrendiklerimizin hepsini, nereye geldiğimizi, insanın ne olduğunu anlamaya yönelik bir araya getirmek...İşte yapmamız gereken budur, önümüzde duran budur.
Sayfa 334Kitabı okudu
Reklam
66 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.