Akıllı adam her şeyden evvel ıstıraptan ve tacizden [harici sıkıntıdan] azâde olmak için çabalayacak, sessizliği ve boş vakti, dolayısıyla mümkün olan en az sayıda beklenmedik ve tehlikeli karşılaşma ile birlikte sakin, mütevazı bir hayatı arayacaktır; ve böylelikle sözüm ona hemcinsleriyle çok az bir ortak tecrübeyi paylaştıktan sonra, münzeviyane bir hayatı tercih edecektir, hatta eğer büyük bir ruha sahipse büsbütün yalnızlığı seçecektir. Çünkü bir insan ne kadar kendi kendisine yeterse, başka insanlara o denli daha az gereksinim duyacaktır—haddizatında başka insanlar da ona o kadar az tahammül edebilecektir. Yüksek bir zihin düzeyinin bir insanı toplum dışına itebilmesinin nedeni budur. Doğrudur, eğer zihnin niteliği nicelikle telafi edilebilseydi, bu insanların büyük dünyasında bile yaşama zahmetine değerdi; fakat şükür ki yüz tane ahmak bir araya gelse bir tane akıllı adam etmez.
Sayfa 37 - Say YayınlarıKitabı okudu
Eğer bir adam örfe aykırı bir iş işlerse, bir gece elini ve ayağını bir direğe bağlayıp giderler. Sabahleyin o adamı ya helak olmuş yahut tulum gibi şişmiş olarak bulunup ettiği cümle günahlarını itiraf ederdi. Suçlulara böyle işkence edilirdi. Menemen'in bu derece ünlü sivrisineği vardır. Rivayet edilir ki sineklerin padişahı değirmenler yakınlarındaki bir kuyuda yaşarmış. Güneş batarken bir sivrisinek sürüsü bir duman bulutu halinde o kuyudan çıkar çehre yayılırlarmış. Çok defalar ahali bu kuyuya nef yağı, katran, çıra, çer-çöp gibi şeyler doldurup yakarlarmış. Alevler Nemrut'un ateşi gibi göklere kadar ulaşmış ama halk yine de kurtulamamış. Halen daha anlatılır ki Sultan Ahmed zamanında bir yüreği yaralı derviş yaşarmış. Bir Ramazan gecesi bu şehrimize ayak basmış; hangi haneye misafir olmak istediyse kabul olunmamış. Sabah olup namaz kılınca bu derviş camideki cemaate: "Ey Melemen'in tul-i emele düşmüş hasis ve deni halkı Bu zayıf kulu bir gece konukluğa almayıp : 'İkramu'l-za'if ve lev kane kafiren' hadisiyle amel etmedinz ise bu hakirin size şu yadigarı olsun: Geceleriniz mutlu geçmesin. Her gece evsiz kalasınız" diye elinde tutuğu balmumundan yapılmış sivrisinek suretini ve kağıdı bu kuyuya bırakmış. O gece şehirdeki cümle halk sivrisinek derdinden namusu arı erk edip bağlara firar etmişler. O zamandan beri de şehrimize sivrisinek musallat oldu diye anlattılar.
Reklam
YARIDA KALAN EDEBİYAT TARİHİ Atsız'ın dil, tarih ve edebiyat çalışmaları iç içe geçmiştir. Daha 1933-1934 yıllarında Orhun dergisinde yayımlamaya başladığı Köktürk ve Uygur dönemlerine ait metinlerin aktarmaları, aynı zamanda edebiyat tarihini de ilgilendirmektedir. Bitirme tezine dayanan ve yine Orhun dergisinde yayımlanan Edirneli
“Ahmak adamlar(size göre), tanımaya değer yegâne adamlardır bana kalırsa.”
Her şairin bir de yüreğinde kulağı vardır.
Şunu da söyleyeyim, başlangıçta ‘eskittim’ değildi, ‘çürüttüm’dü o sözcük. Yani 'Hasretinden Prangalar Çürüttüm’. Fakat ‘çürüttüm’ sözcüğünü sevmedim. Her ne kadar doğrusu ‘çürüttüm’ de olsa sevemedim. Bir de bu sözcükte üç tane ‘ü’ geliyor ya arka arkaya, kulağımı tırmaladı. İç kulağımı, yani gönlümü tırmaladı. Her şairin bir de yüreğinde kulağı vardır. Onu tırmaladı işte. Müzik ve anlam bakımından daha güçsüz buldum. O nedenle ‘eskittim’ dedim.”*
Dünyaya Jane Eyre'dan daha ahmak birisi gelmemişti hiç; tatlı yalanlara kendini kaptıran, zehri şerbetmiş gibi içen daha gülünç bir aptal olamazdı.
Sayfa 224Kitabı okudu
Reklam
682 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.